İcra Takibi Nedir? - Durmuş Cevlan - Sevdalım Hayat
İcra Takibi Nedir? - Durmuş Cevlan

İcra Takibi Nedir? - Durmuş Cevlan

Paylaş
İcra takibi, borçlunun borcunu herhangi bir sebeple ifa etmemesi halinde alacaklının bu borcu devlet gücü ile tahsil etmek üzere İcra Müdürlüğü nezdinde başlattığı takiptir. İcra ilamlı ve ilamsız olmak üzere iki türe ayrılır. İlamlı icra bir mahkeme kararına dayanılarak başlatılan icra türüdür. İlamsız icra ise ortada bir mahkeme kararı bulunmaksızın para ve teminat alacaklarının tahsili için başlatılabilecek icra türüdür. Ek olarak para veya teminat niteliğinde olmasa da, kiralanan bir taşınmazın tahliyesi de icra müdürlüğünden ilamsız icra yolu ile istenebilir.

Bu makalede sadece uygulamada en sık karşılaşılan ilamsız icradaki takip yollarından genel haciz yoluyla takip ve kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip hakkında bilgi verilecek, iflas yolu ile takiplerden, kiralanan taşınmazın ilamsız icra yolu ile takibinden ve ilamlı icradaki takip yollarından bahsedilmeyecektir.

Elinde kambiyo senedi (çek, senet, poliçe) veya ilam (mahkeme kararı) olmayan alacaklı, alacağı ipotek ya da rehinle de temin edilmemişse, icra müdürlüğüne giderek genel haciz yoluyla takip başlatabilir. İcra takibi başlatabilmek için takip talebine alacağın varlığını ispat eden bir belge eklemek zorunlu değildir. Elbette alacağı ispat eden sözleşme, taahhütname vs. evraklar var ise bunlar gelecekte alacağın ispatına yardımcı olacağından eklenmesi faydalı olacaktır.

İlamsız icra takipleri kural olarak yetkili icra dairelerinde açılır. Taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesi yok ise borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi yetkili merci olur. Eğer para ve teminat alacağı bir sözleşmeden doğmuş ise, sözleşmenin ifa edileceği yerin icra dairesi de söz konusu takipte yetkili merci olur. Bunun dışında borçlu yetkisiz bir icra dairesinde başlatılan takibe yetki yönünden itiraz etmez ise takibin başlatıldığı icra dairesi de yetkili olur.

Genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlu, icra dairesi tarafından kendisine gönderilen ödeme emrine 7 gün içinde itirazlarını bildirirse, takip durur. İtiraz süresi içinde itiraz edilmezse ödeme emri ve icra takibi kesinleşir. Çünkü yedi günlük süre hak düşürücü süredir. İtiraz süresi hesaplanırken borçlunun kendisine gönderilen tebliğ tarihi yani borçlunun tebellüğ ettiği tarih esas alınır.

Ödeme emrini tebliğ alan kişi borçlu olmadığını düşünüyorsa ödeme emrine itiraz edebilir. Genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrine itiraz, ödeme emrini gönderen icra dairesine yapılır. Ancak takibe başka bir icra dairesi aracılığı ile de itiraz edilebilir. Bu durumda nöbetçi icra dairesi itiraz dilekçesini kabul eder ve ait olduğu icra dairesine gönderir. Bu yola sadece ödeme emrini gönderen icra dairesi başka bir ilde ise başvurulmalıdır. Örneğin İstanbul’da Anadolu Yakasında oturan bir borçlu, İstanbul Avrupa Yakasında bulunan Çağlayan adliyesinden gelen ödeme emrine, kendisine daha yakın olan İstanbul Anadolu adliyesinden değil doğrudan Çağlayan adliyesinden itiraz dilekçesi sunmalıdır. Aynı dilekçede hem icra dairesinin yetkisiz olduğuna hem de borca itiraz edilebilir. Yetki itirazı borca itiraz ile birlikte yapılmalıdır.

İtiraz icra müdürünce tutanağa bağlanmak kaydıyla sözlü olarak da yapılabilir; ancak her zaman yazılı yapılmasında fayda vardır. Şirket adına yapılan itirazlarda şirket bir avukat ile temsil edilmiyorsa imza sirkülerindeki yetki kurallarına riayet edilerek itiraz dilekçesi imzalanmalıdır.

Borçlunun ifadesinden icra takibine itiraz iradesinin anlaşılıyor olması gerekmektedir. Borcun tamamına itiraz edilebileceği gibi bir kısmına da itiraz edilebilir. Borcun bir kısmına itiraz söz konusu olduğunda, borçlu kısmi itirazda bulunduğu borç miktarını açıkça bildirmek zorundadır. Borca kısmi itiraz durumunda itiraz edilmeyen kısım için takip kesinleşir.

Borçlu borca dayanak gösterilen belgedeki imzaya itiraz etmek istiyorsa, imzanın kendisine ait olmadığını ayrıca ve açıkça bildirmek zorundadır. Borca, yetkiye ya da imzaya itiraz etmeyen borçlu, 7 gün içinde gerçeğe uygun mal beyanında bulunmak zorundadır.

Genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borca itirazda borçlunun haklılığı ya da haksızlığı araştırılmaz. İtiraz ile birlikte takip durur. Alacaklı borçlunun muhalefetini(itirazını) bertaraf edebilmek için İcra Mahkemesi’nde altı ay içinde itirazın kaldırılması ya da genel mahkemelerde bir yıl içinde itirazın iptali davası açmalıdır. İİK 68 vd düzenlenmiş olan itirazın kaldırılması davasını, itirazın kesin kaldırılması ve itirazın geçici olarak kaldırılması olmak üzere ikiye ayırarak incelemek gerekir. Bu ayrıma esas teşkil eden unsur ise; borçlunun takibe karşı yapmış olduğu itirazın türüdür. Borçlu aleyhinde başlatılan icra takibinde, borçlu sadece senet altındaki imzaya itiraz etmişse alacaklının açacağı dava türü itirazın geçici olarak kaldırılması iken, borca itiraz halinde ise açılacak olan dava türü itirazın kesin olarak kaldırılmasıdır. İtirazın kaldırılması talebinde bulunan; bu talebini İİK 68 madde de belirtilen belgelerden birisine dayandırarak ispatlamak zorundadır. Bu belgeler tahdidi(sınırlı) olarak sayılmış olup, genişletilemez ve değiştirilemez, kıyas yolu ile uygulanamaz. İtirazın kaldırılması ve itirazın iptali davaları için öngörülen süreler, itirazın alacaklıya tebliğ tarihinde başlar. Açılacak davada itirazın haksız olduğu ortaya çıkarsa, takip kaldığı yerden devam eder ve diğer şartları da mevcut ise borçlu aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir.

Alacağı kambiyo senetlerine bağlı olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte bulunabilir. Kambiyo senetleri; poliçe, bono (emre muharrer senet) ve çektir.

Kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, alacaklı kambiyo senedinin aslını icra dairesine sunmak zorundadır. İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya ödeme emri gönderir. Borçlu, borcunu 10 gün içinde ödeme emrinde yazılı olan icra dairesine ait banka hesabına ödemelidir.

Borçlunun, takibin konusu olan senet kambiyo senedi vasfına sahip değilse beş gün içinde İcra Mahkemesine şikayet etmesi gerekmektedir. Senetteki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında bulunuyor ise, açıkça belirterek beş gün içerisinde İcra Mahkemesine bildirmelidir. Aksi takdirde kambiyo senedindeki imzanın yapılacak icra takibinde kendisine ait olduğu varsayılır. Ancak imzasını haksız yere inkar eden borçlu, sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın %10’u oranında para cezasına mahkûm edilir. Borçlu olmadığını, borcu ödediğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, icra dairesinin yetkisizliğini veya alacaklının borcunu ödemek için kendisine mehil verdiğini iddia ediyorsa, yine beş gün içinde İcra Mahkemesine şikayet etmelidir.

Genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipten farklı olarak, kambiyo senedine dayalı takipte, İcra Mahkemesine yapılan şikayette, satış işlemleri hariç, tüm takip işlemleri devam edecektir. Bu duruma önlem almak için itiraz edilen mahkemeden, itirazın esasına karar verinceye kadar takip işlemlerinin geçici olarak durdurulmasına karar verilmesi talep edilebilir. Borçlu borca itiraz etmez ve borcu ödemezse 10 gün içinde, itiraz edip de reddedilirse 3 gün içinde gerçeğe uygun mal beyanında bulunmak zorundadır.

Kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipteki gibi icra dairesine itiraz yolu değil de İcra Mahkemesi’ne şikayet yolunun benimsenmiş olduğuna, sürelerin daha kısa olduğuna dikkat edilmelidir. Bu sebeple kambiyo senedine dayalı başlatılan bir icra takibi dosyasından ödeme emri tebliğ alan borçlu örneğin İcra Mahkemesi’ne şikayet yoluna gitmez de icra dairesine itiraz dilekçesi sunmak ile yetinirse beş gün sonra süreyi kaçırmış olacaktır.

Av. Durmuş CEVLAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder