İcra takibi, borçlunun borcunu herhangi bir sebeple ifa etmemesi
halinde alacaklının bu borcu devlet gücü ile tahsil etmek üzere İcra Müdürlüğü
nezdinde başlattığı takiptir. İcra ilamlı ve ilamsız olmak üzere iki türe
ayrılır. İlamlı icra bir mahkeme kararına dayanılarak başlatılan icra türüdür.
İlamsız icra ise ortada bir mahkeme kararı bulunmaksızın para ve teminat
alacaklarının tahsili için başlatılabilecek icra türüdür. Ek olarak para veya
teminat niteliğinde olmasa da, kiralanan bir taşınmazın tahliyesi de icra
müdürlüğünden ilamsız icra yolu ile istenebilir.
Bu makalede sadece uygulamada en sık karşılaşılan ilamsız icradaki
takip yollarından genel haciz yoluyla takip ve kambiyo senetlerine mahsus haciz
yoluyla takip hakkında bilgi verilecek, iflas yolu ile takiplerden, kiralanan
taşınmazın ilamsız icra yolu ile takibinden ve ilamlı icradaki takip
yollarından bahsedilmeyecektir.
Elinde kambiyo senedi (çek, senet, poliçe) veya ilam (mahkeme
kararı) olmayan alacaklı, alacağı ipotek ya da rehinle de temin edilmemişse,
icra müdürlüğüne giderek genel haciz yoluyla takip başlatabilir. İcra takibi
başlatabilmek için takip talebine alacağın varlığını ispat eden bir belge
eklemek zorunlu değildir. Elbette alacağı ispat eden sözleşme, taahhütname vs.
evraklar var ise bunlar gelecekte alacağın ispatına yardımcı olacağından
eklenmesi faydalı olacaktır.
İlamsız icra takipleri kural olarak yetkili icra dairelerinde
açılır. Taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesi yok ise borçlunun
yerleşim yerindeki icra dairesi yetkili merci olur. Eğer para ve teminat
alacağı bir sözleşmeden doğmuş ise, sözleşmenin ifa edileceği yerin icra
dairesi de söz konusu takipte yetkili merci olur. Bunun dışında borçlu yetkisiz
bir icra dairesinde başlatılan takibe yetki yönünden itiraz etmez ise takibin
başlatıldığı icra dairesi de yetkili olur.
Genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlu,
icra dairesi tarafından kendisine gönderilen ödeme emrine 7 gün içinde
itirazlarını bildirirse, takip durur. İtiraz süresi içinde itiraz edilmezse
ödeme emri ve icra takibi kesinleşir. Çünkü yedi günlük süre hak düşürücü
süredir. İtiraz süresi hesaplanırken borçlunun kendisine gönderilen tebliğ
tarihi yani borçlunun tebellüğ ettiği tarih esas alınır.
Ödeme emrini tebliğ alan kişi borçlu olmadığını düşünüyorsa ödeme
emrine itiraz edebilir. Genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde
ödeme emrine itiraz, ödeme emrini gönderen icra dairesine yapılır. Ancak takibe
başka bir icra dairesi aracılığı ile de itiraz edilebilir. Bu durumda nöbetçi
icra dairesi itiraz dilekçesini kabul eder ve ait olduğu icra dairesine
gönderir. Bu yola sadece ödeme emrini gönderen icra dairesi başka bir ilde ise
başvurulmalıdır. Örneğin İstanbul’da Anadolu Yakasında oturan bir borçlu,
İstanbul Avrupa Yakasında bulunan Çağlayan adliyesinden gelen ödeme emrine,
kendisine daha yakın olan İstanbul Anadolu adliyesinden değil doğrudan Çağlayan
adliyesinden itiraz dilekçesi sunmalıdır. Aynı dilekçede hem icra dairesinin
yetkisiz olduğuna hem de borca itiraz edilebilir. Yetki itirazı borca itiraz
ile birlikte yapılmalıdır.
İtiraz icra müdürünce tutanağa bağlanmak kaydıyla sözlü olarak da
yapılabilir; ancak her zaman yazılı yapılmasında fayda vardır. Şirket adına
yapılan itirazlarda şirket bir avukat ile temsil edilmiyorsa imza
sirkülerindeki yetki kurallarına riayet edilerek itiraz dilekçesi
imzalanmalıdır.
Borçlunun ifadesinden icra takibine itiraz iradesinin anlaşılıyor
olması gerekmektedir. Borcun tamamına itiraz edilebileceği gibi bir kısmına da
itiraz edilebilir. Borcun bir kısmına itiraz söz konusu olduğunda, borçlu kısmi
itirazda bulunduğu borç miktarını açıkça bildirmek zorundadır. Borca kısmi
itiraz durumunda itiraz edilmeyen kısım için takip kesinleşir.
Borçlu borca dayanak gösterilen belgedeki imzaya itiraz etmek
istiyorsa, imzanın kendisine ait olmadığını ayrıca ve açıkça bildirmek
zorundadır. Borca, yetkiye ya da imzaya itiraz etmeyen borçlu, 7 gün içinde
gerçeğe uygun mal beyanında bulunmak zorundadır.
Genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borca
itirazda borçlunun haklılığı ya da haksızlığı araştırılmaz. İtiraz ile birlikte
takip durur. Alacaklı borçlunun muhalefetini(itirazını) bertaraf edebilmek için
İcra Mahkemesi’nde altı ay içinde itirazın kaldırılması ya da genel
mahkemelerde bir yıl içinde itirazın iptali davası açmalıdır. İİK 68 vd düzenlenmiş
olan itirazın kaldırılması davasını, itirazın kesin kaldırılması ve itirazın
geçici olarak kaldırılması olmak üzere ikiye ayırarak incelemek gerekir. Bu
ayrıma esas teşkil eden unsur ise; borçlunun takibe karşı yapmış olduğu
itirazın türüdür. Borçlu aleyhinde başlatılan icra takibinde, borçlu sadece
senet altındaki imzaya itiraz etmişse alacaklının açacağı dava türü itirazın
geçici olarak kaldırılması iken, borca itiraz halinde ise açılacak olan dava
türü itirazın kesin olarak kaldırılmasıdır. İtirazın kaldırılması talebinde
bulunan; bu talebini İİK 68 madde de belirtilen belgelerden birisine
dayandırarak ispatlamak zorundadır. Bu belgeler tahdidi(sınırlı) olarak
sayılmış olup, genişletilemez ve değiştirilemez, kıyas yolu ile uygulanamaz.
İtirazın kaldırılması ve itirazın iptali davaları için öngörülen süreler,
itirazın alacaklıya tebliğ tarihinde başlar. Açılacak davada itirazın haksız
olduğu ortaya çıkarsa, takip kaldığı yerden devam eder ve diğer şartları da
mevcut ise borçlu aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına
hükmedilir.
Alacağı kambiyo senetlerine bağlı olan alacaklı, alacak rehinle
temin edilmiş olsa bile, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte
bulunabilir. Kambiyo senetleri; poliçe, bono (emre muharrer senet) ve çektir.
Kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, alacaklı
kambiyo senedinin aslını icra dairesine sunmak zorundadır. İcra memuru senedin
kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya ödeme emri
gönderir. Borçlu, borcunu 10 gün içinde ödeme emrinde yazılı olan icra
dairesine ait banka hesabına ödemelidir.
Borçlunun, takibin konusu olan senet kambiyo senedi vasfına sahip
değilse beş gün içinde İcra Mahkemesine şikayet etmesi gerekmektedir. Senetteki
imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında bulunuyor ise, açıkça belirterek beş
gün içerisinde İcra Mahkemesine bildirmelidir. Aksi takdirde kambiyo
senedindeki imzanın yapılacak icra takibinde kendisine ait olduğu varsayılır.
Ancak imzasını haksız yere inkar eden borçlu, sözü edilen senede dayanan takip
konusu alacağın %10’u oranında para cezasına mahkûm edilir. Borçlu olmadığını,
borcu ödediğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, icra dairesinin
yetkisizliğini veya alacaklının borcunu ödemek için kendisine mehil verdiğini
iddia ediyorsa, yine beş gün içinde İcra Mahkemesine şikayet etmelidir.
Genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipten farklı olarak,
kambiyo senedine dayalı takipte, İcra Mahkemesine yapılan şikayette, satış
işlemleri hariç, tüm takip işlemleri devam edecektir. Bu duruma önlem almak
için itiraz edilen mahkemeden, itirazın esasına karar verinceye kadar takip
işlemlerinin geçici olarak durdurulmasına karar verilmesi talep edilebilir.
Borçlu borca itiraz etmez ve borcu ödemezse 10 gün içinde, itiraz edip de
reddedilirse 3 gün içinde gerçeğe uygun mal beyanında bulunmak zorundadır.
Kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, genel
haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipteki gibi icra dairesine itiraz yolu
değil de İcra Mahkemesi’ne şikayet yolunun benimsenmiş olduğuna, sürelerin daha
kısa olduğuna dikkat edilmelidir. Bu sebeple kambiyo senedine dayalı başlatılan
bir icra takibi dosyasından ödeme emri tebliğ alan borçlu örneğin İcra
Mahkemesi’ne şikayet yoluna gitmez de icra dairesine itiraz dilekçesi sunmak
ile yetinirse beş gün sonra süreyi kaçırmış olacaktır.
Av. Durmuş CEVLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder