Neydi O Gelecek Bayramlar… Zafer Köse’nin yeni romanı Doğan Kitap tarafından yayınlandı.
Ölümlüdür, Güzeldir,
Anlamlıdır İnsan
Neydi O Gelecek Bayramlar… Zafer Köse’nin yeni romanı Doğan Kitap
tarafından yayınlandı. Köse’nin bundan önce dört romanı vardı. Doğan Kitap’tan
ise, 2019 yılında, Zülfü Livaneli ile gerçekleştirdiği bir söyleşi kitabı çıkmıştı.
Ölümle erken randevusundan önce Zeynep ilk gençliğini yaşadığı kasabaya dönmelidir. Şehirde geçirdiği başarılı yılların gözünde bir anlamı kalmamıştır, ailesiyle yeniden bütünleşecektir. Ama ne kasaba bıraktığı gibidir ne de ailesi.
Yoksa geçmişteki o hayat, Zeynep’in hayalinde yaşattığı gibi değil midir? Sonradan yazdığı günlükleriyle kendini mi kandırmaktadır?
Neyse ki Fidan vardır orada. Gerçektir, güzeldir, Zeynep’in kasabadan ayrıldığı yaştadır. Ve Deli Metin vardır. Umuttur, özgürlük hayalidir, Şirinler Projesi’ni yeniden canlandırmıştır.
Konusu hakkında arka kapağında bu şekilde bilgi verilen kitapta, bir
anlamda “Zeynep’in yolculuğu” anlatılıyor.
Uzun
zamandır İstanbul’da yaşayan Zeynep, ayrıldıktan 30 yıl sonra Gemlik’e dönüyor.
Lise yıllarına, o zamanki arkadaşlarına, o günlere kadar hep çekingen bir üyesi
olarak yaşadığı ailesine… Onlardan kopuk yaşadığı ve ekonomik olarak çok
başarılı geçen İstanbul’daki hayatı ona birdenbire anlamsız gelmeye başlamıştır.
Bu kararı almasındaki en büyük etken, yeni öğrendiği bir sağlık sorunudur:
Beyninde kötü huylu bir tümör vardır ve fazla bir ömrü kalmamıştır. Artık kendisi için
en anlamlı olacak biçimde yaşamayı erteleyemeyecektir. Birkaç ay da olsa, geri
kalan ömrünü en doğru biçimde ve asla bunalıma girmeden yaşayacaktır.
Hastalığından
kimseye söz etmeyecektir, çünkü aralarına dönüğü insanların onu “normal”
koşullarda da hayatlarına severek kabul edeceğini görmeye ihtiyacı vardır.
Ne var ki, memleketine-ailesine dönünce, hiçbir şeyi umduğu gibi bulamaz. Biraz da bu nedenle, anılarını daha canlı yaşamak için, eskiden yazdığı günlüğünü arar. Ama günlüğü de bulamaz. Bunun üzerine, o yıllardaki günlüğünü, aklında kaldığı kadarıyla yeniden yazmaya başlar.
Ne var ki, memleketine-ailesine dönünce, hiçbir şeyi umduğu gibi bulamaz. Biraz da bu nedenle, anılarını daha canlı yaşamak için, eskiden yazdığı günlüğünü arar. Ama günlüğü de bulamaz. Bunun üzerine, o yıllardaki günlüğünü, aklında kaldığı kadarıyla yeniden yazmaya başlar.
Sahi,
“güzel” dediğimiz eski günler, o günlerde de güzel miydi; yoksa biz onları
sonradan anılarımızda mı güzelleştiriyoruz?
Neydi
O Gelecek Bayramlar’da anlatılan sadece İstanbul'dan Gemlik'e basit bir
yolculuk değil, en az otuz yıllık bir yolculuk. Herkesin birbirini tanıdığı
mahalle hayatından kent yalnızlığına geçişin, kopan aile bağlarının, değer
yargılarındaki dönüşümün bir hikayesi bu. Zamanı geri almanın imkansızlığı ve
ölüm gerçeği… Hayatın en acı yönlerinden biri konu ediliyor; ama anlatı canlı
bir şekilde, “hayat dolu” denebilecek biçimde ilerliyor.
Arka
kapakta yer alan değerlendirmesinde Zülfü Livaneli şöyle diyor:
Zafer Köse, Neydi O Gelecek Bayramlar’da yitirdiklerimizi ve hâlâ önümüzde uzanan umutları neşesini kaybetmeyen bir hüzünle anlatmış. Zeynep’in yılları gibi akıp giden, sorgulayıcı, keyifli, okunması gereken bir roman çıkmış ortaya.
Anlatımdaki
canlılığı sağlayan en önemli unsur, romandaki Fidan karakteri. Aynı zamanda
romanın anlatıcısı olan 19 yaşındaki Fidan, Zeynep’in Gemlik’ten ayrıldığı
yaştaki yeğenidir. Zeynep’in hiç
beklemediği bir güzel iletişim gelişir aralarında. Fidan biraz hoppa, hayatı biraz
hafife alan kişiliktedir, ama yine de sırdaş olurlar.
Romanın
bir diğer kahramanı ise, Deli Metin’dir. Aslında romanda hiç ortaya çıkmaz, ama herkes ondan söz eder. İster
geleneksel hayatın içinde, ister ailelerinden bağımsız ve kuralsız bir dünyada yer
alsınlar, bütün insanların hayalindeki bir yaşam biçimine karşılık geliyor, Deli
Metin’in varlığı. Kendi hayatlarında uygulayamasalar da onayladıkları,
içlerinde yaşattığı değerlerin simgesi. Zaten o nedenle roman kahramanlarının
günlük hayatında yer almıyor. Bir hayal gibi, bir efsane gibi, belki de daha
çok bir hedef gibi…
Onunla
yazışan Zeynep, Deli Metin’in “Şirinler Projesi” adını verdiği çalışmalarını
umutla takip eder. Özgür bir yaşam alanı kurmaya girişmiştir Metin. Seraları, atölyeleri,
ortak mutfak, ortak servis araçlarıyla, paranın geçmediği, herkesin birbirine
sahip çıktığı, dayanışma içinde yaşanacak bir Şirinler Köyü… Orada insanlar
sevinçle çalışacaktır, herkes bolca dinlenecek, istediği kadar eğlenecektir.
Ölüm
vardır hayatta, ama hayat güzeldir, yaşamak anlamlıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder