Plazalar
ve Organik Tarım
Uyarı: Bu
yazı rahatsız edici kelimeler içerebilir.
Aynı
seviyede olduğunuz, aynı işle görevlendirildiğiniz takım arkadaşınız -işini
sevmemeyi, geçimini sağladığı o işin hakkını vermemenin mazereti kabul ettiği
için- aynı, basit fakat önemli hatayı 5. kez tekrarlandığında, ona "Geri
zekalı mısın!" diye bağırmadan, nezaket kuralları çerçevesinde, bunu yapmaması gerektiğini söyleyebilmek için
kaç beyin kıvrımı gerekir?
Ya da aynı
hatanın hata olduğunu bilip, defalarca yaparak seni aptal yerine koymaya çalışan
kişiye, "Yavşak herif!” demeden, nezaket kuralları çerçevesinde haddini
bildirmek için ne kadar EQ’da (Duygusal zeka) olmanız gerekir?
Sadece bir
kadını bel altı esprileriyle güldürebiliyor diye, iş ortamında yakışıksız
esprilerle herkesi güldürebileceğini sanan
"dallamaya" çizginizi bozmadan tavrınızı koymak için kaç
yaşında olmanız gerekir?
Onu inatla
görmezden ve duymazdan geldiğiniz halde, 2 metrekarelik odada bağıra bağıra,
klişe bir konuda yorum yapan adamın havası nasıl söndürülür?
Yine aynı işle
görevlendirilip, işi tamamen sizin yaptığınız bir projede, yöneticiniz takım
arkadaşınızı görmeyip, 5 dakika geciktiğinizde sizi azarlamaya kalkarsa,
nezaket kuralları çerçevesinde, öfkenizi belli ederek ama hiç "geri
dönülmeyecek sözler kullanmadan", arkadaşını ispiyonluyor gibi görünmeden
ama eteğindeki tüm taşları da, artık "bunu siz istediniz" diye
dökerek hak nasıl savunulur?
Siz yaratıcı
ve etkili bir uygulama ile çıkageldiğinizde, akıllı birkaç insan sizi
alkışlıyorken, üçte biri işlerine gelmese de fikrinizin doğruluğuna ses
çıkaramadığı için sessiz kalıp, bazıları da burun kıvırırken; bir "düz, dümdüz" arkadaşınız
"ah canım yaa, sen de nelerle uğraşıyorsun böyle!" diyerek,
kesinlikle aklının ermediği fikrinizi küçümsemeye çalışırsa, onu bir sineklik
darbesiyle nasıl püskürtürsünüz?
Bir
arkadaşınızın hatırı için görüşmek zorunda olduğunuz kişiyle
"dangalak" konuşmaları yüzünden görüşmelerinizi nasıl en aza
indirirsiniz?
Gördüğünüz
gibi iş hayatı, vahşi hayvan belgesellerinden daha vahşidir. Bu habitat içinde
medeniyetli olmak da, zeka gerektirir. Kelime kullanmaya üşenip küfreden,
bağıran ya da şiddet kullanan insanların zeka seviyesini buradan
ölçebilirsiniz. Ama siz şehir içinde "köylü kurnazı" zihniyetiyle
yaşayanlara karşı, "medeni" olmaya çalışıyorsanız bir yerden sonra
tükeniyorsunuz.
Görkemli
camlı plazalarını, şık kıyafetlerini, masa başı "rahat" işlerini
bırakıp, dağ başına "organik tarım” yapmaya giden beyaz yakalıları anlıyor
musunuz şimdi?
Tamamen işi
bırakamayanlar da, 10-11 ay bunları yaşayınca, yılın kalan bir ayını
"insansız" bir ortamda, kuş sesleri içinde, makyajsız, kıyafet
takıntısı olmadan, olabildiğince sessiz, "vahşi" bir ortamda geçirmek
istiyor.
Beyninin
kıvrımlarını temizlemek için.
Asiye
Açar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder