Ruh Obezliği - Zülfü Livaneli - Sevdalım Hayat
Ruh Obezliği - Zülfü Livaneli

Ruh Obezliği - Zülfü Livaneli

Paylaş


Ruh Obezliği

Köfte firması McDonald’s Amerika’da sattığı köfte paketlerinin üstüne geniş bir besin tablosu koyuyormuş. Bu nesneyi yiyen ne yediğini anlasın ve ne kadar şişmanlatacağını öğrensin diye.

Ayrıca okullarda doymuş yağı, tuzu vs. azaltılmış ürünler satılıyormuş artık.

Evet; yağ doyar, insan doymaz. Agop’un kazı gibi yedikçe yer insanoğlu. Hele modern insan... Televizyonun karşısındaki kanepeye uzanıp, saatlerce homini gırtlak çalışır.

Eski Türk filmlerindeki erkeklerin zayıflığına bakın, bir de şimdiki gençleri gözünüzün önüne getirin. Batı’da da durum böyle.

Oysa oburluk, Hristiyan dinindeki yedi günahtan biridir. Bizde de peygamberin “Sofradan aç kalkın!” öğüdü bilinir.

***
Bedenimizin sağlığını abur cubur yemek bozuyorsa, ruh sağlığımızı da televizyondan, basından, eğlence dünyasından yayılan abur cubur mahvediyor.

Çünkü günümüzün insanı farkında olsun olmasın, her gün milyonlarca mesaj alıyor: Ekrandan, gazetelerden, reklamlardan, arabada dinlediği radyolardan, eğlence endüstrisinden, siyasetten, afişlerden, el ilanlarından, maçlardan mesaj akıyor da akıyor.

Önümüze gelen abur cuburu gövdeye attığımız gibi, hatta daha da beter bir şekilde bu kültür abur cuburunu ruhumuza dolduruyoruz.

***
Dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi Türkiye'de de uzun zamandır, hamburger yemek, Coca-Cola içmek neredeyse çağdaşlığın, modernliğin, kentliliğin göstergesi kabul ediliyor.
İnsanlar köfte yerine hamburger yiyince, kendilerini daha dinamik ve daha Batılı sayıyorlar. Köfte ve ayran ise Şarklılığın, geriliğin simgesi.

Demek ki insana en zararlı şeyler bile çağdaş-modern-Batılı-kentli cilası altında yutturulabiliyor.

***
Yine de ayaküstü atıştırılan hazırlop gıdaların zararı biliniyor, insana olumsuz etkileri fark ediliyor. Ama ruhlarımıza doldurduğumuz abur cuburları henüz fark edemiyoruz. Oysa onlar da aynı etkiyi yapıyor.

Yaşam kalitemizi bozuyor, toplumsal hayatımızı cehenneme çeviriyor. Ahlâk yapımızı derinden sarsıyor. Bunu görmek daha zor elbette.

Çünkü doktorların uyarılarına inanmaktan farklı olarak, kültürel alandaki uyarılar “kişisel beğeni” noktasından algılanıyor.

Ama bu arada ruhlarımız abur cubura alıştırılıyor, şekli şemaili bozulan obezler gibi bir ruh obezliği baş gösteriyor. Ne yapalım!

Acaba ileride birileri çıkıp, mucize kültür diyetleri mi tavsiye edecek diye düşünmeden edemiyorum.

Zülfü Livaneli
Sanat Uzun, Hayat Kısa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder