Başarılı Olmak
Yıllar geçtikçe güçlenen bir duyguyla “başarılı olmak” denilen
soyut virüsü reddediyorum. Daha çok ün, daha çok para, başka insanlar üzerinde
daha çok otorite, daha çok şu, daha çok bu… Peki, bütün bunlar neye yarıyor?
İnsanın derinliği mi artıyor, duyguları ve dünyayla uyumu mu
gelişiyor?
Hiçbiri olmuyor bunların!
Soyut bir şan-şeref-para-iktidar dünyasının pırıltısı yüzünden
hastalanıyor insanlar. Dilleri dişleri kilitleniyor. Birbirlerinden nefret
ediyorlar. Kıskançlık krizleri geçiriyorlar. Gençlikten sonra ve yaşlılıktan
önceki kısacık süreyi bir cehennem içinde geçiriyorlar.
Oysa hiçbir “başarı”, küçük bir kız çocuğunun gülüşündeki
mutluluğu yaratamaz. Hiçbir “ün”, baharın ilk günlerinde omzunuzu ısıtan güneş
kadar değerli değildir.
Bir insanı sevmenin derinliği, hiçbir iktidarla kıyaslanamaz.
Mutluluk, insanın kendi yaşamında… Küçük görülen, horlanan insani ilişkilerinde
ve doğayla uyumunda.
Siz o kadar başarılısınız ki, sakın mutsuz olduğunuzu söylemeyin...siz trenin en öndeki vagonundasınız bizler en arka vagona yetişebilsek daha ne isteriz?
YanıtlaSilSiz o kadar başarılısınız ki, sakın mutsuz olduğunuzu söylemeyin...siz trenin en öndeki vagonundasınız bizler en arka vagona yetişebilsek daha ne isteriz?
YanıtlaSil