İyi Hayat Reçetesi - Eşref Alemdar - Sevdalım Hayat
İyi Hayat Reçetesi - Eşref Alemdar

İyi Hayat Reçetesi - Eşref Alemdar

Paylaş

 İyi Hayat Reçetesi
“Ama çok lezzetli diyor” genç adam. Pahalı markalardan değil ama çok serin giyimli. Az kazanıyor.. O çok pahalı et satan, görgüsüz kasabın hamburgerlerini kast ediyor.. nefismiş! Öyle böyle değilmiş. İnsan yerken zevkten inliyormuş. Tuzu kuru bir başkası şöyle diyor. “Hafta sonları ailece orada yiyoruz.. bizim muhitte. Etleri nefis!” “Geçen sene Mart ayında NY Times’da hakkında çok kötü eleştiriler çıktı” diyorum. “Salt pazarlamadan ibaret bir cezbeder, sattığının hakkını vermeyen ürünler satıyor” diyorum, tınmıyor. Sen de ne anlarsın manasına bıyık altından gülüyor. İlle de yiycem diyor. Ben de içimden tıksırına dek ye diyorum. Aslında derdi et yemek değil. İyi Hayat Reçetesi’nin gereklerini en iyi şekilde yaptığını bana, etrafına göstermek ama bendenizde İyi Hayat Reçetesi’ne saygı ne gezer!

Tabii küçümsüyorum kendisini. Fena bozuluyor. Adamın tatmini etin tadında değil, tatmin yaratılan atmosferde, o atmosferi birlikte paylaştığı insanlarda, üşüşmede, dadanmada, toplu tüketim ayininde. “ Valla iki kişi şu kadar para ödedik” deyip ağzını gerip yüzüne hayretli bir ifade veriyor, omuzlarını kaldıra indire sanki bi iş yapmış gibi gülüyor. Pek memnun, hazzın doruğunda. İyi Hayat Reçetesi adı konmamış bu tüketim ayinlerinin kabarık bir listesidir aslında. Tüketimi  durmadan köpürtmek için yaratılmış bir reçetedir. Sizin ya da ürünün iyiliğiyle hiç bir ilgisi yoktur.

Nedir İyi Hayat Reçetesi? Reçetede yazanlar şöyledir ve bu kalemler artırılabilir.. uzar gider. Ayakkabınızın tabanına yapışmış sünekliği sonsuz bir sakız gibidir.

Bunu ye!
Bunu giy!
Bunu tak!
Burada ye!
Burada eğlen!
Bunu sür!
Burada ata bin!
Burada konakla!
Bu okul iyi!
Bu ev iyi!

Şu ülkeye seyahat et! O ülkede şunları şunları yap, satın al!
Bunu iç!

Okuduğunuz gibi reçetenin hiç nezaketi yok ama onun nezaketinden kime ne? İyi Hayat Reçetesi sizi toplumun en üst katmanlarına çıkartacak bir asansördür. Sizin yeriniz göktür, yer değil! Bunu reçeteyi yazanlar bilir, sizin adınıza düşünür. “Bırakın düşünmeyin, biz sizin adınıza düşünelim”. Kulağa ne kadar güzel gelen bir reklam sloganı değil mi? Bu reçete zaman zaman nazik gibi görünür. Bunun nedeni kullandığı naziklik maskeleridir. Sizin için yaratıldığını, size hizmet etmek için var olduğunu söyler.

YALANDIR!

Bütün bu tavsiyelerin ve güdüleyicilerin arkasında sizin iyiliğinize imiş gibi görünen bir mal, hizmet vs. satışı vardır. O da sizin iyi hayatınızla hiç ilgili değildir. Bu reçeteyi kullanan insanların ortak özelliği manipülasyonlara açık, kendi beğenileri olmayan ya da neyin kaliteli, iyi ve güzel olduğuna dair çok az fikri olan insanlar olmalarıdır. Kural yıkamayan, sürüyle devinen, kişiliğini tüketim ürünlerinde arayan, toplumsallığını İyi Hayat Reçetesi kolaycılığına bırakmış ruhunu unutmuş insanlardır. Bazıları öylesine etkilenir ki bu reçeteden, içinde yazanları yerine getirebilmek için kazandığı akçelerini bunlara çar çur edip gerçek gereksinimlerinden mahrum yaşarlar. O reçetenin içinde adı geçen bir mekânda oturup diğerleri yanlarında hapur hupur şunu bunu yerken elindeki kahvesiyle oyalanıp kurumlanır. O reçeteye esrik bir zavallıdır.. kahvesi çoktan soğumuştur ve içilecek durumda değildir.

Bu zavallılar oradan gitmek istemezler ama ceplerinde orada kalıp daha çok yemek ve içmek için paraları yoktur.. olsun o muhteşem tüketim anları hiç bitmesin! Garsonun kötü bakışları altında ezilerek o hazzı onurlarının lekelenmesi pahasına sürdürürler. Böyledir reçetenin alım gücü düşük insanı düşürdüğü durumlar. Ancak parası olanı da düşürür reçete. Onun seçme, sorgulama özgürlüğünü kısıtlar. Sürekli olarak aynı şeyleri yaptırır, sürekli aynı şekilde yaşatır, eğlendirir.. hatta farklı seçenekler sunarken bile iradenizi kilitler.

İyi Hayat Reçetesi’nin gardiyanları bunu becermede pek bir mahirdir. “Aha haha aha … evet anlıyorum efendim.. haklısınız efendim.. ancak arkanızda bir ordu gibi kalabalık birikmiş, böyle durmadan konuşarak arkanızda hizmet vereceğimiz diğerlerinin haklarını gasp ediyorsunuz. Uzatırsanız güvenliği çağıracağım.. müşteri şikayet formu şurada dilerseniz doldurun..” O formlar bir hışım doldurulur. İyi Hayat Reçetesi’nin memurları bunları okur/okumaz ve sizin gibi kaç kişi şikâyet etmiş bakılır/bakılmaz.

Kârdan düşmeyecek şekilde sözde önlemler alınır ama arıza halledilmez. Çünkü arızayı halletmek maliyetlidir ve şirket daha az kazanır. Şirket sizinle uğraşan servis elemanlarının dırdırından da bıkar ve sistemi otomatik çağrı merkezlerine, elektronik iletişime terk eder. İyi Hayat Reçetesi sizlerin iyiliği için değil şirketlerin iyiliği için yazılmıştır. Orada gördüğünüz her madde aslında şirketlerin rahat yaşaması içindir, siz tüketerek aldanan Matrix’de yaşayan kozada uyuyan insansınızdır aslında. Matrix’in dışında ne var diye merak edenler o kadar az sayıda insandır ki bir araya gelip seslerini bile çıkaramazlar. Matrix’de yaşamanın elbette bir maliyeti vardır. Debdebeli bir entellektüelliğin ardındaki insana yaban bir çöldür bu. Yabancılaştıkça kendini havalı sanan insanların çağında, robotların ufkunda yaşıyoruz.

Eşref Alemdar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder