İzninizle Samos’u biraz abartacağım. Korkarım Samos'u severken öldüreceğim…
Tablo gibi bir ada. Eski fakat bakımlı,
beyaz badanalı evler... Balkonlarda, kapı önlerinde, duvar üstlerinde, merdiven
altlarında çiçekler, kaktüsler, yeşil bitkiler... Bol bol zeytin ağacı, lap
inciri, çiçekli sarmaşıklar..
Deniz, kum, güneş tatili için, tam
manasıyla bir cennet. Çocuklu aileler için de, sükunet arayanlar için de, sakin
sessiz, kimsenin kimsenin umurunda olmadığı bir yer...
Samos, hem yakın hem uzak. Hem evinde
gibi hissediyorsun hem Avrupa’dasın. Koca bir dut ağacının altındaki tavernada
Yunanca “Aman doktor” çalıyor, “Telli
turnam”, “Olmasa mektubun”… Bir zamanlar aynı toprakları paylaştığımız
kardeşlerimizle bıraktığımız yerden devam ediyoruz sanki.
Hotel sahibimiz Manolis ilk gün bizi çok
sıcak bir şekilde karşıladı, neredeyse sarılmak istiyor ama kendini tutuyor
gibiydi. İkinci gün kırık bir Türkçe ile "Günaydın caniim "diye
selamladı bizi, üçüncü gün üzerinde "gezi” tişörtü vardı!
Gezeceğimiz, yemek yiyeceğimiz yerler
konusunda tavsiyeleri bizi çok rahatlattı. Son gün ayrılırken, bize, üzerinde
40 yıllık otelin ismi yazılı bir Pisagor bardağı* hediye ederken gözleri dolu
dolu oldu. Birbirimizi çok sevdik. Farklı ve ince ruhlu bir insandı. Yunanlar
herkesi güleryüzle ve büyük bir anlayışla karşılıyor. Kolaylık sağlıyor, açık
ve net konuşuyorlar.
Şimdi de güzel Samos üzerinden güzel
ülkemizi öveyim biraz…
Türkiye, turizmin geçtiği sayısız ateş
çemberinden sonra hâlâ çok güzel ve ucuz bir ülke. Ancak gezen insan akıllıdır.
Hangi ülkede neyi kaç liraya yiyeceğini iyi bilir. Yani 1 lahmacunun -bir
zamanlar haber olmuştu hani- asla 60 lira etmeyeceğini bilir. Bir keresinde de
İngiliz bir aile Bodrum’da 4 kişi olarak yedikleri yemeğin hesabı bin lira
gelince polise başvurmuştu! Bizim ihtiyacımız olan şey dürüstlük!
İnsanımız çok çalışkandır, tez canlıdır,
iş bitiricidir, aza kanaat eder, uzun saatler boyunca sabırla çalışır. Tek
eksiğimiz biraz dürüstlük.
Ülkemizdeki restoran çeşitliliği,
yemekler, fırın mamülleri, marketlerde satılan ürünler, sebze meyve bolluğu ve
tazeliği bugüne kadar gördüğüm hiç bir ülkede yok. Bunu iyi değerlendirmeliyiz.
Turistlerimizi küstürmeyelim, aç gözlü olup yumurtlayan tavuğu kesmezsek, biz
de kazanırız ülkemiz de kazanır.
Samos’ta, bir restorana girmeden kapıda yemeklerin
fiyat yazılı menüyü inceleyip orada yiyip yiyemeyeceğinize karar veriyorsunuz.
Bizde çoğu rakı-balık restoranımızın menüsünde fiyat yoktur! Masadan kalkarken sarhoşluk seviyenize göre
fiyatın dalgalı bir kur takip edeceği yolun başından görülür yani... İnanın
fiyatın yazılı olduğu menüyü vermekle kaybetmez, kazanırsınız. Dürüstlük her zaman kazanır.
Aklınızda bulunsun 😊
Bir yemekte aynı anda birden fazla yeni yemek tatmayın. Fazladan para ödeyip bir de aç kalabilirsiniz!
Bir yemekte aynı anda birden fazla yeni yemek tatmayın. Fazladan para ödeyip bir de aç kalabilirsiniz!
Bunu yapmayın 😊
Pasaport kontrolde Samos'ta da Türkiye tarafında da yaklaşık bir saat sırada bekledik. Samos’ta kuyrukta sabırla bekleyenler, Türkiye tarafında “Burası Türkiye tabii! Yavaş olur tabii!” gibi şeyler söyleyip kızıp durdular... Sürekli ülkemizi karalama alışkanlığını bırakın lütfen...
Pasaport kontrolde Samos'ta da Türkiye tarafında da yaklaşık bir saat sırada bekledik. Samos’ta kuyrukta sabırla bekleyenler, Türkiye tarafında “Burası Türkiye tabii! Yavaş olur tabii!” gibi şeyler söyleyip kızıp durdular... Sürekli ülkemizi karalama alışkanlığını bırakın lütfen...
İnanmayın 😊
“Yunan adaları ucuzdur!” Kim demiş! Türkiye’de su 1 lira, dışarda su 1 euro. 1 euro 7 lira desek 1 suyu 7 liraya içmiş oluyoruz. Yani ucuz değil. Lira kazanan biri, Euro harcarken elbette düşünmeli.
“Yunan adaları ucuzdur!” Kim demiş! Türkiye’de su 1 lira, dışarda su 1 euro. 1 euro 7 lira desek 1 suyu 7 liraya içmiş oluyoruz. Yani ucuz değil. Lira kazanan biri, Euro harcarken elbette düşünmeli.
“Yunanlar bizi sevmez.” Hotel
sahibimizden bahsetmiştim değil mi?
Asiye Açar
acarasiye01@gmail.com
*Pisagor bardağı: Samoslu bilim adamı Pisagor’un tasarladığı adaleti simgeleyen ilginç bir bardaktır. “Azla yetinmeyi bilin, açgözlü davranırsanız, elinizdekileri de kaybedersiniz.” sözünü somutlaştırarak gösterir. Bardağın içindeki bir çizgiye kadar su koyup normal bardak gibi içebilirsiniz, ama çizgiyi aşıp daha çok su koymak isterseniz, alttaki bir delikten tüm su dökülür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder