Benciller
Bazıları geride bir şeyler
bırakacaklar. Bir kitap, bir tablo, bilimsel bir buluş, namuslu bir davranış,
bir merhamet öyküsü, bir türkü… Gönlü daha zengin olanlar “Bu dünyadan gider
olduk / Kalanlara selam olsun!” diyecekler ve bu insan çığlığı yüzyıllarca
yankılanacak kulaklarda.
Bencilliğin kör kuyularında
boğulanları ise torunları bile hatırlamayacak.
***
O zaman nedir bu kavga, nedir
bu hırs, bu çırpınma?
“Soluk mavi noktanın” geçici
konukları niye birbirini öldürür, niye birbirinin ayağını kaydırmaya çalışır,
niye bir başkasının başına gelen felaketten zevk alır, niye bir iki incik
boncuğu fazla diye gururlanır, niye mertebesi yüksek diye çevresindeki
insanları hor görür; niye, niye…
Bazen insanın gerçekten içi
yoruluyor.
Bunca hoyratlık, bunca kan,
bunca hunharlık, bunca yalan dolan, iftira, ruhlarımızda iz bırakmadan mı geçip
gidiyor sanıyorsunuz?
Sonunda sanata, şiire, müziğe,
yani temiz okyanus dalgalarına, kirletilmemiş limanlara sığınmaktan başka çare
yok!
Melih Cevdet’in “insanoğlunun ataları”
olarak nitelediği bizler, durmadan aydınlığa doğru yüzeriz.
Engin denizlerin çağrıştırdığı
temizlik duygusu hiç bitmez. Çünkü o arınma, içi yorulan insanların son
sığınağıdır.
Zülfü
Livaneli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder