Çocukları Kandırmayın! - Zafer Köse - Sevdalım Hayat
Çocukları Kandırmayın! - Zafer Köse

Çocukları Kandırmayın! - Zafer Köse

Paylaş
23 Nisan, sadece bir 'çocuk bayramı' değildir. Egemenliğin gökten yere inmesinin bayramıdır. 'Tek adam' anlayışının yıkılmasıdır. Güçler ayrılığı ilkesidir. Yüksek oy oranının padişahlık yetkisi sağlamamasıdır.
Yaşasın 23 Nisan!

Çocukları Kandırmayın!


23 Nisan’ın asıl önemi “çocuklara armağan edilen bayram” olması değildir. Daha sonra öyle ilan edilmesi ne güzel, ama bu tarihin önemi “bağımsız meclis” anlayışından geliyor. Egemenliğin gökten yere inmesinin bayramıdır 23 Nisan. “Tek adam” anlayışının çökertilmesidir. Yasama organının oluşmasıdır. Yönetim yetkisinin halk temsilcilerine dağıtılmasının ve demokratik bir hayatın fırsatıdır.

Böyle bir sistemde, iktidarlar denetlenebilir. Yetkileri sınırlıdır. Bu ancak, hükümetten bağımsız kurumlarla yürüyebilecek bir sistemdir.

“İstikrar” deyip duran son 60 yılın siyasetçileri, köşe yazarları, “aydınları” hep 23 Nisan ruhuna aykırı davrandılar. Bu nedenle, “ulusal egemenlik” yerine “çocuklara şirinlik” konusunda yarıştılar. Konuyu sulandırıp çocuklara yarım saatliğine koltuğu vermek hepsinin sırıtarak uyguladığı ortak bir ritüel haline geldi.

Çünkü azınlık hakları, muhalefet hakkı, ifade özgürlüğü, uzlaşarak yönetmek, koalisyon gibi değerler yerine “güçlü iktidar” hayali yüceltildi.

Çünkü demokrasi, “çoğunluğun kararına uymak” biçiminde yorumlandı. En fazla oyu alanın padişahlık yetkisine ulaşabileceği kabul edildi.

Çünkü hukuk, üniversiteler, odalar gibi hükümetlerden bağımsız işlemesi gereken kurumların özerkliği savunulamadı.

Çünkü toplumu ve devleti “homojen bir bütün” kabul eden milliyetçi ideoloji, ülke kaynaklarını ve emekçilerin hakkını, yönetimle işbirliği halindeki kompradorlara peşkeş çekti. Hırsızlığı yaşam biçimine dönüştürdü.

Çünkü “insan hakları” gibi, “düşünce özgürlüğü” gibi kavramlar birer “entel talep” gibi anlatıldı; "emeğin hakkını istemek" ile ilişkilendirilemedi.

Çünkü devletin yasal yollardan muhalefete engel olamadığı durumlarda, yasa dışı sivil güçleri (ülkücüleri) ortaya sürmesi sonucundaki kargaşa “kardeş kavgası” yalanıyla açıklandı.

23 Nisan ile yakalanan demokrasi fırsatı değerlendirilemedi, muhalefet başarılı olamadı; sonuçta, hırsızlıkların, kişiliksizliklerin, baskıcı yöntemlerin iyice yaygınlaştığı bir döneme ulaşıldı. Ama eski ayrıcalıklarını kaybedenlerin bu döneme itiraz etmeleri anlamsız olduğu kadar etkisiz de kalacaktır.

Çünkü gelecek güzel günleri ancak ve ancak biz kurabiliriz… Önceki düzene de karşı çıkan AKP karşıtları!

Çocuklarımıza, geleceğimize en büyük mirasımız, 23 Nisan ruhuna uygun bir güçler ayrılığı sistemi olabilir. Evrensel demokratik hakların oy sayısıyla yok edilemeyeceği, hırsızlıkların seçimlerle aklanamayacağı bir düzen için:

Yaşasın 23 Nisan!



1 yorum:

  1. Hangi bayramı neden kutluyoruz, bunu kavrayamadık ki resmi kutlamalarla geçiştirdik. Getirdiği hakların farkında bile olmadık... Farkında olanlarla "Her Şey Güzel Olacak"..

    YanıtlaSil