23 Nisan, sadece bir 'çocuk bayramı' değildir. Egemenliğin gökten yere inmesinin bayramıdır. 'Tek adam' anlayışının yıkılmasıdır. Güçler ayrılığı ilkesidir. Yüksek oy oranının padişahlık yetkisi sağlamamasıdır.
Yaşasın 23 Nisan!
Çocukları Kandırmayın!
23 Nisan’ın asıl önemi “çocuklara armağan edilen bayram” olması
değildir. Daha sonra öyle ilan edilmesi ne güzel, ama bu tarihin önemi “bağımsız
meclis” anlayışından geliyor. Egemenliğin gökten yere inmesinin bayramıdır 23
Nisan. “Tek adam” anlayışının çökertilmesidir. Yasama organının oluşmasıdır. Yönetim
yetkisinin halk temsilcilerine dağıtılmasının ve demokratik bir hayatın
fırsatıdır.
Böyle bir sistemde, iktidarlar denetlenebilir. Yetkileri sınırlıdır. Bu
ancak, hükümetten bağımsız kurumlarla yürüyebilecek bir sistemdir.
“İstikrar” deyip duran son 60 yılın siyasetçileri, köşe yazarları,
“aydınları” hep 23 Nisan ruhuna aykırı davrandılar. Bu nedenle, “ulusal
egemenlik” yerine “çocuklara şirinlik” konusunda yarıştılar. Konuyu sulandırıp
çocuklara yarım saatliğine koltuğu vermek hepsinin sırıtarak uyguladığı ortak
bir ritüel haline geldi.
Çünkü azınlık hakları, muhalefet hakkı, ifade özgürlüğü, uzlaşarak
yönetmek, koalisyon gibi değerler yerine “güçlü iktidar” hayali yüceltildi.
Çünkü demokrasi, “çoğunluğun kararına uymak” biçiminde yorumlandı. En
fazla oyu alanın padişahlık yetkisine ulaşabileceği kabul edildi.
Çünkü hukuk, üniversiteler, odalar gibi hükümetlerden bağımsız
işlemesi gereken kurumların özerkliği savunulamadı.
Çünkü toplumu ve devleti “homojen bir bütün” kabul eden milliyetçi
ideoloji, ülke kaynaklarını ve emekçilerin hakkını, yönetimle işbirliği
halindeki kompradorlara peşkeş çekti. Hırsızlığı yaşam biçimine dönüştürdü.
Çünkü “insan hakları” gibi, “düşünce özgürlüğü” gibi kavramlar birer
“entel talep” gibi anlatıldı; "emeğin hakkını istemek" ile
ilişkilendirilemedi.
Çünkü devletin yasal yollardan muhalefete engel olamadığı durumlarda,
yasa dışı sivil güçleri (ülkücüleri) ortaya sürmesi sonucundaki kargaşa “kardeş
kavgası” yalanıyla açıklandı.
23 Nisan ile yakalanan demokrasi fırsatı değerlendirilemedi, muhalefet
başarılı olamadı; sonuçta, hırsızlıkların, kişiliksizliklerin, baskıcı
yöntemlerin iyice yaygınlaştığı bir döneme ulaşıldı. Ama eski ayrıcalıklarını
kaybedenlerin bu döneme itiraz etmeleri anlamsız olduğu kadar etkisiz de
kalacaktır.
Çünkü gelecek güzel günleri ancak ve ancak biz kurabiliriz… Önceki düzene
de karşı çıkan AKP karşıtları!
Çocuklarımıza, geleceğimize en büyük mirasımız, 23 Nisan ruhuna uygun
bir güçler ayrılığı sistemi olabilir. Evrensel demokratik hakların oy sayısıyla
yok edilemeyeceği, hırsızlıkların seçimlerle aklanamayacağı bir düzen için:
Yaşasın 23 Nisan!
Hangi bayramı neden kutluyoruz, bunu kavrayamadık ki resmi kutlamalarla geçiştirdik. Getirdiği hakların farkında bile olmadık... Farkında olanlarla "Her Şey Güzel Olacak"..
YanıtlaSil