Hangisi Deli, Hangisi Dahi?
Deliliği psikiyatrik bir hastalık, dahiliği yüksek kapasiteli insan
zekası olarak değerlendiriyorsanız, bu film düşüncelerinizi değiştirecek. Şu
sıralar gösterimde olan filmde azim, dostluk, aşk ve insan zaafları etkileyici
bir öyküye oya gibi işlenmiş. Orijinal ismiyle The
Professor and the Madman, Deli ve Dahi olarak dilimize çevrilmiş. İranlı Farhad
Safinia’nın yönetmenliğini üstlendiği bu biyografik drama, 1998 yılında Simon
Winchester'ın The Crowthorne Surgeon adlı kitabından uyarlanmış. Senaryo
çalışmasında ise yine Farhad Safina ve Todd Komarnicki’yi görüyoruz. Oyuncuları
arasında Mel Gibson, Sean Penn ve Natalie Dormer gibi tanıdık isimler yer
alıyor.
Mel Gibson’un hayat verdiği Profesör James Murray, eğitimi olmamasına
rağmen onlarca dil bilen ve hayatını dilbilime adamış biridir. Oxford
Üniversite’sinin projesini başlattığı büyük sözlüğü hayata geçirmek, en büyük
hayalidir. Azimli ve kendinden emin tavrı sayesinde, teamülleri aşarak Oxford
akademisyen ekibinin içine girmeyi ve büyük sözlüğü hayata geçirmek için
projenin başına geçmeyi başarır.
Kullanılan, kullanılmayan, değişen, dönüşen eski ve yeni tüm kelimeleri,
ayıklamaksızın bir sözlükte toplamak, üstelik bunları etimolojik olarak
sınıflandırmak oldukça zordur. Profesör ve iki yardımcısı olanaksızlıklar
içinde gece gündüz çalışmaktadır. Ancak zaman ilerlemekte, bir arpa boyu yol
alınamamaktadır. Profesörün bulduğu dahice çözüm sayesinde Dr. Minor ile
yolları kesişir. Ömürlük bir dostluğun hikâyesi, hayalleri için yorulmadan
koşma azminin önüne geçer.
Sean Penn’in, olağanüstü oyunculuk performansı sergileyerek hayat verdiği
Dr. Minor karakteri ise, işlediği cinayet yüzünden İngiltere’de yargılanan
Amerikan Ordusuna mensup bir cerrahtır. Yargılama sonucu İngiltere’de bir akıl
hastanesinde yatmasına karar verilmiştir. Hastalığının getirdiği kâbuslara,
işlediği cinayetin vicdan azabının da eklenmesiyle her gün kötüye giden Minor,
Profesör’ün İngilizce kullanan herkese gönderdiği yardım çağrısıyla hayata
döner. Akıl hastanesindeki 10.000 kelimelik inanılmaz bir çalışma, profesörü,
deyim yerindeyse ipten alacaktır.
Satellite En İyi Uyarlama Senaryo ödülü
dahil pek çok ödüle aday olan film, başarıya ulaşır mı bilinmez. Ancak Sean
Penn’in ödül koleksiyonuna bir yenisini ekleyeceği tartışma götürmez. Bilindik
Hollywood filmlerinden sıkılanlar için doğru bir seçim olacak bir sinema
yapımı.
Hande Çiğdemoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder