Bayram Çocuğu
Sevgili Çocuk,
Bu mektubu sana
göre uzak bana göre yakın bir zamandan yazıyorum. Senin yetişkinliğinden. Kim
bilir paralel evren, zamanda bükülme falan sonraki yıllarda pek kafanın
basmayacağı fizik kanunlarının sırları devreye girer, sen bu mektubu okursun.
Dilerim okursun.
Dolabın kapağına
asılmış bayramlıklarına sevinçle bakarak, annenin taradığı ıslak saçlarının
kurumasını bekliyor olmalısın şimdi. Birazdan mavi fırfırlı geceliğini giyip,
yatağına gireceksin. Uyku tutmayacak heyecandan. Yarın yeni giysilerin, ayağını
yara yapacağını bilmediğin rugan ayakkabıların ve kurdelelerle örülmüş
saçlarınla güne erkenden başlayacaksın. Önce babaannenin elini öperek, sonra da
baban ve annenle uzun zamandır görüşmüyormuş gibi sıkı sıkı sarılarak
bayramlaşacaksın. Kumbaran ilk harçlıklarla şenlenecek. Günlerdir özenle
hazırlanmış bayram tatlılarını daha kahvaltıda mideye indireceksin. Ne olsa
bugün bayram; tatlı, çikolata, şekerleme serbest. Aman fazla kaçırma derim.
Sonra midene iyi gelsin diye o sevmediğin ılık kaymaklı sütü içirirler sana.
Arkadaşlarınla
buluşup bayram gezmesi yapacaksınız geçen bayramdaki gibi değil mi? Çiçekli
sepetlerinizi kolunuza takıp, akrabaların, komşuların hatta tanımadığınız
evlerin kapısını çalıp bir ağızdan "İyi bayramlaaar!" diyeceksiniz.
Sepetiniz coşkuyla dolacak. Şekerler, çikolatalar, meyveler, mendiller,
çoraplar, harçlıklar. Eve gelip sepetteki en güzel çikolatayı kardeşinle
paylaşırken, "Bu bayram ne güzel şey." diyeceksin. "Herkesin
yüzü gülüyor. Hem babamla amcam da barıştı. Önce gönülsüzce tokalaşıp, sonra
nasıl da kucaklaştılar."
Gün hızla akacak.
Kapı zili hiç durmayacak, aşağı yukarı biraz yorulacaksın gerçi. Bayram sofrası
kirli tabakların kaldırılıp, eksilmiş tatlıların, böreklerin yenilendiği,
sandalyelerin yetmeyip kimi yanına taburelerin iliştirildiği, "Allah
aşkına bundan da ye" ısrarlarıyla ama illa ki söyleşmeli, gülüşmeli
kalabalık coşkulu bir panayıra dönüşecek. Her gelen misafirin ve her gidilen
yerdeki büyüklerin elleri öpülecek, saygılı ve güler yüzlü olunacak. Biraz
sıkılacaksın doğru ama sen döküp saçmadan yemeye çalıştığın kabuklu fıstıkların
tadını, misafirler için saklanmış likörlü çikolataları bulup gizlice yemenin
muzır keyfini, akşamüstü elbiseni kirletmemeye çalışıp sonra umursamadan
gönlünce parkta oynamanın ne kadar eğlenceli olacağını düşün. Gece, coşkulu
yorgunluğunu uykuya gönderirken, ertesi günün de bayram olduğunu bilmek çok
güzel olacak.
Bak küçüğüm. Sevgili
küçüklüğüm. Coşkunu gölgelemek, anlam vermekte zorlanacağın şeyler için seni
endişelendirmek istemem ama her anın tadını çıkarman ve gelecek için bir şeyler
yapman için bunları sana söylemeliyim. Yarın bayram. Ve ben eve hiç şeker
almadım biliyor musun? Çünkü bayram boyunca evde olmayacağız. Neden mi? Çünkü
artık bayramlar çoğu insanın tatil yapmak için bekledikleri fırsatlar haline
geldi. Evinde kalanlar da pek birbiriyle görüşmüyor. Bunun yerine senin henüz
tanışmadığın ama hayalini kurduğun, insanların yanlarında gezdirdikleri
kabloyla bir yere bağlı olmayan telefonlar kullanılıyor. Hatta konuşmak yerine
yazıyla bayramlaşıyoruz artık. Telefonla gönderilen bu kısa tebrik kartlarına
"Birlikte nice güzel bayramlara" gibi birbirinin aynı temenniler hatta
bazen komik denilebilecek maniler yazılıyor. Aslında bayramlaşmak, görüşmek,
hatırlamak kimsenin umurunda değil biliyor musun? Herkes bir kaç gün sonra
döneceği yorucu işlerini düşünmemeye çalışarak dinlenmenin derdinde.
Tuhaf insanlar
olduk. Tuhaf ve kötü. Çok değil sen bu mektubu okuduktan 20-25 sene sonra.
Güzel ne kadar şey varsa öfkeyle kirletiyoruz. Yaşadığımız toprakların kadim
geleneklerini, özellikle birliğe, dayanışmaya, paylaşmaya ve sevgiye dair
olanları. Ayırıyoruz. Kadın, erkek, Müslüman, Hıristiyan, dinli, dinsiz, Türk,
Kürt, Alevi, Sünni, dini bayram, milli bayram, gavur âdeti. İnsana kıyan
töreler gibi değişmesi gerekenler değişmemekle kalmıyor bir de kimi başka
yerlerden ithal ediyor, kimi uyduruk yeni adetleri popülerleştiriyoruz. Bunlar
pek de güzel değerli şeyler olmuyor ne yazık ki.
Bayramlar
güzeldir. Hepsi anlamlı ve değerli. Kimilerinin sebebi sana uymayabilir, kimisi
saçma bile gelebilir. Ama bazı günler insanların birbirine gülümsemesi,
birbiriyle kucaklaşması, bazen coşkuyla, müziklerle dans etmesi için
vesilelerdir. Yılbaşı, Şeker Bayramı, 1 Mayıs, 23 Nisan, Paskalya, Nevruz. Adı
ne olursa olsun, bayram bayramdır.
İnsana insan
lazım çocuk. Sevgi lazım, dostluk lazım. Dünyaya bayram lazım. Bunu sakın
unutma. Bayramını kutluyorum, sana ve çocukluğuna sımsıkı
sarılıyorum.
Hande Çiğdemoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder