Ne okuduğunu tamamen unutup tekrar okumak istediğin bir kitap var mı diye sorsalar: İtalyanca Aşk Başkadır, Maeve Binchy.
Yüz kere izleyip yüz kere daha ruhunu teslim ederek izleyebileceğin bir film var mı? Aşk Her Yerde (Love Actually).
İzlediğin en vurucu film (sakin sakin otururken kafanıza futbol topu çarpmış gibi): Çarpışma (Crash 2004), Yönetmen: Paul Haggis.
Bu yapıtların isimlerinde aşk sözcüğünü görüp, "Romantik filmler işte, her kadının seveceği türden!" diye düşünmeyiniz. Bu kitap ve filmlerin ortak özelliği, üçünün de "sevgi" üzerine kurulu olması. Ama senaryoları sadece birbirine aşık iki kahraman etrafında dönmüyor. Komşu, arkadaş, tanıdık, karı-koca, sevgili, baba-oğul olan birçok karakterin kendi kaderleri ve hikayeleri içinde sevgiyi yaşayış durumları anlatılıyor.
Ortak özellikleri bunlar, peki farklılıkları?
“İtalyanca Aşk Başkadır” kitabında bambaşka mahallelerden, hayatlardan gelen, genç, yaşlı, yetişkin, kadın, erkek bir çok kişinin yolları bir İtalyanca kursunda kesişir. Birbirlerini algılayışları, kendi hayatlarına bakışları ve bir başkasının onların hayatına bakışı… İki günde bitireceğiniz, sizi uzak ülkelere yolculuğa çıkaracak bu kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Bir dilim kek ve çay ikram etmek gibi, bu tavsiyem size çok lezzetli bir ikramım olsun.
“Çarpışma” (Crash, 2004) özellikle gösterim tarihini yazıyorum ki aynı
adlı başka bir filmle karıştırılmasın. Bu film, ırk farklılıklarının ne kadar
önemsiz olduğunu, kurban ve saldırganın, siyahla beyaz kadar yakın, bir o kadar
da uzak olduğunu savunan, doğruyla yanlışın görecesinde kaybolan bir film. Film
sizi zıt duyguların sınırlarında gezdiriyor, kafanızı ve kalbinizi darmaduman ediyor.
Üçü Oscar olmak üzere yirmi dalda ödül almış bu film için kendinize vakit
yaratın derim.
“Aşk Her Yerde” filminde, birbirinden farklı tam on hikaye, on sevgi ve aşk hikayesi var. Beklenmedik, heyecanlı, karşılıksız, tutkulu, uygunsuz, engellenemez, anlatılamaz… Bazılarının saflığı ve tuhaflığı sizi gülümsetirken, bazılarının kaçınılmaz ve yaralayıcı oluşu içinizi sızlatacak. İngilizlerin "feel good" dediği tarzda, izledikten sonra kendinizi çok iyi hissedeceğiniz pozitif, esprili ve hayatın taa içinden bir film.
İyi seyirler!
Asiye Açar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder