Temyizi Kazandık !
1 Milyon USD ‘lik cezai şart davasında ikinci
celse başlamıştı. Hâkim, ilk celsede taraflar arasındaki Sözleşmenin Türkçe
versiyonunu istemişti. Davacı Sözleşmenin yeminli tercüme bürosundan onaylı bir
suretini sunabilmişti. Türkçe hazırlanmış ve imzalanmış bir sözleşme yoktu.
Davalı vekili, hâkimin ilk celsedeki talebi
üzerinde durmamış, önemine kafa yormamıştı. İkinci celsede yaşayacağı mutluluk
dolu şoka kadar da durumu fark edememişti.
Hâkim bir kez daha sordu: “Bu Sözleşmenin Türkçesi yok mu?”
Davacı vekili: “Hayır yok ama çevirisini sunduk.”
Hâkim davacının farkında olduğu ancak gözden
kaçırmaya çalıştığı, davalının henüz farkında olmadığı ama o günden sonra asla
unutamayacağı ayrıntıyı yakalamıştı. Yardımcı hâkimlerle bakıştı ve kararı
açıkladı.
Dava, 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi
Türkçe Kullanılması Hakkında Kanun kapsamında reddedilmişti.
Ticaret Hukuku dersinde profesörün bir cümle ile
geçiştirdiği bu nedenle davalı vekilinin hatıra dolabının en dibinde kalan 805
saylı Kanun tekrar gün yüzüne çıkmıştı. Kanunları iyi bilen, dosyasına iyi
hazırlanmış hâkim sayesinde büyük bir dava kazanmıştı. Bu ayrıntıyı bilmemenin
verdiği ağırlığın altında ezilmekten, tecrübeli bir hâkim sayesinde
kurtulmuştu.
Aynı hatayı tekrarlamamak adına 805 sayılı Kanun
dolaptan çıkmalıydı.
Her devletin egemenlik alameti olarak kabul
edilen dil, Türk hukukunda da kendini göstermiş, 805 sayılı Kanun ile T.C.
Devleti de dil yönünden egemenliğini katı kurallara bağlamıştı. Bu katı
kurallar neydi?
1-Her türlü (anonim,
limited, kollektif…) şirket ve müessese, Türkiye içerisindeki tüm işlemlerinde,
sözleşmelerinde, yazışmalarında Türkçe kullanmak, defter ve hesaplarını Türkçe
tutmak zorundadır.
2- Yabancı şirket ve
müesseseler, Türk şirketleri veya vatandaşları ile yaptıkları yazışmalarda,
işlemlerinde Türkçe kullanmak zorundadır. Ayrıca devletin resmi dairelerine ve memurlarına
ibraz etmek zorunda oldukları evrak ve defterlerinde de Türkçe kullanmaları
zorunluluktur.
Bu zorunluluğa uymaksızın evrak imzalandı, sözleşme
yapıldı, Türkçesi yoksa maalesef Türk mahkemelerinde bir hükmü de yok.
“Ticari hayatın gerçekleri başka”
“İngilizce/Fransızca
yazmakta ne sakınca var”
“Tüm
dünyaya hâkim olan bir dil kullanılsa n’ olur”
“Yabancı
müvekkile anlatılmaz”
Evet makul gerekçeler bulunabilir, ama bu gerekçelerden hiçbiri 1 milyon USD kaybetmenizi haklı çıkarmayacak veya size "temyiz hakkı kazandık" iyimserliğinden başkaca bir yol göstermeyecek.
Yeşim
Yeşiloğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder