AKP’nin Dinden Uzaklaştıran Etkisi - Zafer Köse - Sevdalım Hayat
AKP’nin Dinden Uzaklaştıran Etkisi - Zafer Köse

AKP’nin Dinden Uzaklaştıran Etkisi - Zafer Köse

Paylaş

Yozlaşmak, insanın sınıfsal ve kültürel değerlerinden kopmasıyla ortaya çıkıyor. Toplumsal yozlaşmaya karşı mücadele ederken insanların inancını hedef almadan, memleketin kendine yabancılaşmasına direnmek gerekiyor.
İnsanların bir dine bağlı olmalarının öncelikli açıklaması, o dinin içeriğini veya kitabını incelemiş olmaları değildir. Bunu günlük hayatlarımızda da gözlemleyebiliyoruz. En kalıcı etkiyi anne, büyükbaba, komşu gibi unsurlar yaratıyor. Yaygın olarak, küçük çocuk psikolojisinden dolayı büyüklere karşı herhangi bir sorgulamanın mümkün olamayacağı yıllarda kökleşir, din duygusu.

Bu nedenle, toplumsal atmosferi belirleyen dinsellikler, inanılan dinlerin içeriğinden çok, halkların yaşadığı koşullara bağlı biçimde oluşuyor.

Ortadoğu, Akdeniz ülkeleri, Anadolu, Kuzey Avrupa, Batı Avrupa bölgelerindeki hayatlar arasındaki farkların ortaya çıkmasında coğrafya, iklim gibi, kişilerin tercihleri dışında etkenler bulunduğunu biliyoruz. Dinlerin içeriği de böyle bir etkidir elbette; fakat üretim ilişkileri, politik gelişmeler, yaşam koşulları kadar belirleyici olamayacağı da açık.

Bu açıdan bakınca, dinlerin sürekli gündemde kalmasının ve durmadan içeriklerinin anlatılmasının, inançları çoğaltmaktan çok, azaltmak sonucu yaratacağını öngörebiliriz. Çünkü genellikle insanlar inceledikleri için değil, incelemedikleri için bir dine bağlı kalırlar. Sorgulamadıkları, sorgulama gereği duymadıkları için. (Kesin bir kanaat oluştuktan sonra, yani inançlı bir kişi olarak ve “öğrenmek” amaçlı din kitabının okunması “incelemek-sorgulamak” anlamına gelmez.)

Örneğin, seyahat ve ortak alan paylaşımlarının yüksek olduğu, kadınların kamusal alanda çokça bulunduğu bölgelerde, Kuran’daki bazı yaklaşımlar insanları rahatsız edecektir. (AHZAB 50: Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca, diğer müminlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mümin kadını da sana helâl kıldık. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir.)

Bugünlerde, 2017-2018 öğretim yılı ders kitaplarındaki değişiklikler sıkça konuşuluyor. Değiştirilen ders kitaplarından şöyle alıntılar yapılıyor: “İslam, erkekler güç ve kuvvet yönünden daha ileri olduğundan, ailenin sorumluluğunu birinci derecede onlara yüklemiştir. … İslam, erkeğin üstlendiği mesuliyetlere karşılık kadının da kocasına itaat etmesini istemiş ve bu itaati ibadet saymıştır.”

Bu sözler, durup dururken dinin içeriğini sorgulamayacak birçok öğrencide, birçok velide rahatsızlık yaratacaktır.

Milli Eğitim yöneticilerinin toplumu dindarlaştırmayı amaçladıkları kesin. Fakat ders kitaplarındaki bu değişiklikler tersi sonuçlar yaratabilir. Zaten 10-15 yıl öncesine göre insanların daha yaygın biçimde inançsızlıklarını, şüphelerini dile getirdiklerini gözlemlemek zor değil.

Bu son 10-15 yılda toplumsal hayatta ve medyada dinselliğin ağırlığı belirgin biçimde artmış durumda elbette. Bambaşka bir kültürel atmosfer oluşuyor. Ama bunun nedeni, insanların daha fazla inanması değil. Asıl değişen, “din kültürü”.

Anadolu İslamı yerine Arap İslamı’nın yerleştirilmeye çalışılmasından dolayı, din konusu sürekli gündemde kalıyor. Bir yandan dinselleşme yükselirken, bir yandan da kişisel hayatlarda dinden uzaklaşma yaşanıyor. Yani “din” denen şeyin bu memleketteki niteliği değişip baskın hale gelirken, bir yandan da insanların dine bağlılığında niceliksel anlamda azalma yaşanıyor.

Aklı başında insanların herhalde Anadolu İslam’ı ile bir derdi olamaz. Fakat bu ülkede, Horasan’dan bu yana gelen din kültürünün yerine Arap Kültürü yerleştirilmesi de kabul edilemez.

“Uzak Asya’dan gelip Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan” bin yıllık yürüyüşe aykırı gelişmelerin tam adı ‘YOZLAŞMAK’tır. Yozlaşmak, bilindiği gibi, insanın sınıfsal ve kültürel değerlerinden kopmasıyla ortaya çıkıyor.

Dolayısıyla, toplumsal yozlaşmaya karşı mücadele ederken insanların inancını hedef almadan, memleketin kendine yabancılaşmasına direnmek gerekiyor.

Kültürel muhalefet doğru biçimde geliştirilirse, AKP her politikasıyla kendi sonunu getirecektir.

Zafer Köse
zaferxkose@gmail.com


Etiketler: AKP, Ders Kitabı, Din Bilgisi, Dindarlık, eğitim, Kitap, MEB, Politika

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder