IKEA, mobilyaları paketlenmiş biçimde satıyor. Karton
kutusundan çıkarıp montajını siz yapıyorsunuz. Böylece, monte işini yapacak bir
“fabrika çalışanına” fazladan para ödemeyeceğinize dikkat çekiyor.
Ben de dikkatinizi çekeyim: “İşçi” denmiyor bu ifadede, “fabrika
çalışanı” deniyor.
Çünkü aynı ürünü biraz daha ucuz almayı tercih
edeceğinizi biliyor, IKEA. Ama işçi falan deyip bazı çağrışımlar yapmaktan
çekiniyor.
Öyle ya… O ürünü alırken ödediğiniz paranın bir kısmı, hatta
büyük bir kısmı, üretim maliyetine eklenen kâr değil mi? O fabrikaların ve o
mağazaların patronlarına, sermaye ve mülk sahibi olduğu için ödediğiniz…
Piyasadaki “rekabet gücü”nün ilk unsuru maliyetteki emek
payını düşürmek değil mi?
Sömürü sisteminin devamı, “patronlar ve yöneticiler
olmasa insanlar birbirlerinin gereksinimini karşılayacak üretimleri
gerçekleştiremez” diye düşünmenizi sağlamaya bağlı değil mi?
Sanki insanları rekabetçi ve bencil yapan onların eğitim
sistemi, onların popüler kültürü değilmiş gibi!
Öyle ya… Biraz mal satmak için “işçi” falan deyip aklınıza
zararlı konuları getirmeye ne gerek var?
Zafer Köse
Zafer Bey bunun eğitimdeki yansıması da şimdilerde "maker hareketi" olarak adlandırılıyor bakın nedenini nasıl açıklıyor burda;
YanıtlaSilhttps://m.youtube.com/watch?feature=youtu.be&v=5u79w4DTDjI