Trevi ve Spagna civarında geçen ilk günün
ardından sırada Vatikan müzeleri var. Termini'den otobüs kalktığını öğrenmiştim
ama numarasını bilen biri çıkmayınca geç kalmamak adına taksiye bindim.
İtalya'da taksiler beyaz, tüm taksilerde "siyah" taksilere binmeyin
diye uyarı var. Korsan sarmış dört yanımızı yani.
20 dakikalık ve 12 Euroluk bir yolculuk sonunda
Vatikan Müzesinin girişinde iniyorum veee hiç sıra beklemeden içeri giriyorum.
Zira 20 Euro tutarındaki bileti internet sitesinden satın almıştım (https://biglietteriamusei.vatican.va/musei/tickets/do?action=booking).
Biletleri internetten almak en iyisi, yoksa sırada beklemeniz gerekiyor. Hayır
hobi olarak yine bekleyin de kısa da olsa ikinci bir tur daha yapabileceğiniz
zamanı neden oflayarak harcayacaksınız?
Giriş saati 9 yasza da saat 8.20'da kapıda,
8.25'te de müze merdivenlerindeydim. Merdivenleri çıkarken aynı zamanda insan
evladının geldiği noktayı görmenizi isteriz demişler dünyanın dört bir yanından
tekne, kayık örnekleri yerleştirmişler. Tabi insan evladı derken
"Katolik" dünya gezginlerini, Avrupalı olmayan kültürlere yönelik
istila girişimlerini anlatmak istemiş de biraz kapalı anlatım olmuş.
Neyse kayıkları tek tek inceleyerek merdivenleri tırmanıyorum. Merdivenlerden sonra bir avluya çıkıyorum.
Biraz nefes alıyorum, vay be Vatikan'a geldik be diyorum sonra da ilk adımı
atıyorum müzeler için, Museo Gregoriano Egizio'dan başlıyoruz.
Mısır'daki tabletlerin birebir aynısını kopyalamışlar.
Mezopotamya'nın kadim halklarının uzun yıllarca tapındığı tanrılarını
yani firavunlarını görmenin akla getirdiği tek düşünce: Her tanrı bir gün
ölecek.
Eski Mısır'ın nasıl yaşadığını, nelere inandığını ve hatta öldükten sonra
nasıl mumyalandığını incelemek bir yandan muhteşem bir yandan rahatsızlık
verici. Çünkü gördüğümüz mumya plastik bir kopya değil de gerçekten de bir
zamanlar yaşamış birine aitse onu sergilemeye devam etmek yerine bir mezara
koysak ya ? Mumyalama tekniğinin ne kadar gelişmiş olduğunu görmeden de
öğrenebilir insan... Neyse birkaç tableti daha inceleyip yola devam etmek en
iyisi.
Museo Chiaramonti'ye adım atar atmaz heykel cennetine
düştüm galiba diye düşünebilirsiniz.
Romalı imparatorların ve tanrıların büstleri ile dolu
bu galeride Roma'nın her döneminden tarihe mal olmuş bir kişi veya tanrı görmek
mümkün. Ancak kimler gelmiş kimler geçmişş dedirtecek derecede bilgi verilse de
biz anlamıyoruz İtalyancamız paslanmış zira :) O yüzden bu galeriyi gezmek
kısa sürüyor.
Büstlerle dolu galeriyi bitirdikten sonra Museo Pio
Clementino'dan devam. Müze adını Clement XIV ve Pius VI adlı iki
papadan alıyor. 1771'de kurulan müzede Roma ve Yunan tarihinden pek çok eser
var.
Vatikan'da görülen her eser Hristiyanlığın siyasi
tarihine ışık tutuyor. Ancak siyasi figürlerden daha çok dini figürlere ağırlık
verildiği kesin. Katolik Hristiyanlığın devlette vücut bulduğu Vatikan'da bu
dini figürler arasında "ruhsal" bir aydınlanma bekleseniz de biraz
zor zira gezi erken başlasa da kalabalık akın akın.
Galleria Degli Arazzi'den yola devam. Mitolojik
hikayeleri bu kez dokuma halılar üzerinden okuyoruz.
Rotamız Appartamento
di san pio V. Ortaçağ'dan Rönesans'tan veya İncil'den bir hikaye anlatan
tablolar, freksler ve halılar ile Jesus Christ ! diyebilirsiniz. Keşke insanlık
dinini yaymak için savaşmak yerine sanatı tercih etseydi, daha etkili ve de
acısız olacağı kesin...
Sala Sobieski
San Pio V'den çıkıp pek çok sanatçının eserlerinden
oluşan bir seçkinin yer aldığı koridora doğru ilerliyoruz. "Collection of
Modern Religious Art". Sistina Şapel'ine bir adım daha yaklaştık.
Auguste Rodin / Düşünen Adam
Vincent Van Gogh / Pieta
Francis Bacon / Velzquez Pope II
José Clemente Orozco / Saint Stephen
Salvador Dali / Angelic Landscape
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder