1
pas
kokardı elleri, sabah rengi
gözleri tam da ellerinin dengi
inceldiği yerden kopacak hayat
ansızın, tanıdık bir akşamüzeri
2
maviye
öykünürdü geceleri
bunun için kibar ve ama tecrübesizdi
hırsızlama baksan,
göremezsin
yine de korunmak isterdi evin içerisi
3
oturup öyle, bakardı sana gecenin bir vakti
sonra kalkıp, karanlığa doğru giderdi
tutsan elinden, hadi
gel benimle desen
gözlerini kaçırır, hep kirli
tırnaklarını yerdi
4
‘yerde yorgun yatan bir şemsiye gibiyim’ derdi
‘alsan, açıp kapasan
korkmadan beni…’
belki şimdi, belki yarın, belki seneye
çıplak sokak çocuklarını rengarenk giydirirdi
5
tahta,
çivi, keser ve testereyi severdi
sokağın köşesinde
rüzgar alan bir saray inşa etti
burada
yaşadı, burada yavaşça yaşlandı
bütün sevdiklerini bu sarayda
bir bir yitirdi
6
Uzun zamandır beklemekte gelecek misafirleri
Yorgundur şimdi
tepeden tırnağa bütün hayaletleri
Usulca
çıkıversen, yokuşun başında karşısına
Sevinçten delirir, atar üstündeki pis elbiseleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder