belki resim der ki / karda avcılar
Hunters
in the Snow (Jagers
in de Sneeuw), Pieter Bruegel, the
elder,
1565,
tuval üzerine yağlıboya
Bu köyde duracağız ve bekleyeceğiz peşimizden koşturan karın
gelip geçmesini. Köpekler yorgun, aç. Daha iki günlük yolumuz var eve. Bak, bu
köy, doğduğum, büyüdüğüm yerdir; öyledir. Yıllarca av için evden ayrılıp
yollara düştüğümde, içinden geçmemek için hep etrafından dolanıp, şu derenin
oralardan geçip köprüye varırdım. Korkardım. Görüp de tanıyan birileri olur
diye çok korkardım. O kadar yıldan sonra, tanıyacak kimse yok artık. Yolumu
kesip benden hesap soracak, sopalarla, yabalarla üstüme yürüyecek kimse yok.
Kara bir ruh gibi gireceğim köyüme. Bir zamanlar şu ağacın dibinde kana
buladığım taze avuçlarımı gölün buzdan yüzüne sürüp temizleyeceğim. Ve ölü bir
çocuk yüzü göreceğim buzun altında. Hiçbir şey görmemiş gibi yerden havalanıp, belki
biraz yürüyüp gölü geçeceğim, evlerden bir evin kapısına esintimle vuracağım.
Kapı yavaşça açıldığında karşısında hiçbir kimseyi göremeyecek olan yaşlı ve
şaşkın geyik çobanının ensesinden doğru, rüzgârda salınan tül gibi süzülüp
içeri gireceğim. Gölün orada, soğukta, acılı bedenimden sıyrılmışlığın hafifliğini
işte o zaman duyumsayacağım.
Ender Macun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder