Dikey Tarım
Dikine büyüyen zamane şehirleri yakın zamanda dikine
büyüyen tarlaları kucaklayacak. Belli bir nüfusa hitap eden dikilmiş bir
gökdelene doldurulmuş kendi kendini kontrol eden hava, su, besleme sistemleri
ve durmadan ürün veren yılmaz bitkiler! Kökler açıkta.. topraksız tarım bu!
Yeryüzünün gani gani toprakları yok oldu! Bitkiyi toprağından koparıp daha
endüstriyel bir hale getirmek zorunlu hale geldi ya da yeni yaklaşım bu. Sosyal
ve ekonomik evrimi kapital üzerinden planlayanlar böyle buyuruyor. Eğilimler belirlendi.
Bu bitkileri hasat edenler, kasalayanlar, yola düzülüp taşıyanlar, marketlerde
raflara dizenler, satanlar, satın alanlar, pişirenler ve kanalizasyona
bırakanlar bu yeni eğilimi kucaklıyor. İşte yenilik, yeni yaşam tarzınız; şak!
Yeni ekonomi; şak! Yaşasın! İnsan ilerliyor doğaya hükmediyor doğayı kontrol
altına alıyor, gelişiyor! Kontrol edilebilir, bir yılda beş ürün alınabilir,
yenilenebilir enerji kaynaklarıyla beslenebilir, genetik mühendisliğine açık..
La la la laaa!
Tavukların yetiştirildiği çiftlikleri düşünün; hani üst
üste raflarda, önlerinde yemler suluklar kanlarında onları hastalıklardan
koruyan antibiyotiklerle yaşayan organizmalar. Salt büyüyen ve lezzetlenen,
yumuşacık, tavalık ızgaralık etler. Bunlar da böyle! Bitkiler acı da çekmez
üstelik. O kahrolası insanilerin eline “ama onların da duyguları var” kozunu da
vermez. Bitki en nihayet! Hayvan dediğin bile, but, döş, kanat, dilken bitki
zaten patates, kabak, sarımsak.
Düşünsenize algoritmanın sürekli kontrolünde,
yapaycanların hünerli parmaklarında, yeni tanrı insana hizmet edecek olan bu
yüksek teknolojiyle tasarlanmış dikintiler (binalar), artan insan nüfusuna hizmet vaadiyle, çevreyi
koruma kılığıyla baş veriyor. Birilerinin eline geçecek olan tarım topraktan
bağımsız hale geliyor. Al tarlanı başına çal! Topraktan kopan insan, tarımını
dikintilerde, uzay istasyonlarında, yeni gezegenlerde gerçekleştiriyor.
Dikintilerin sahipleri kimler olacak? Yeni tarım
şirketleri. En güzel ve imbikten süzülmüş çileği, domatesi onlar sunacak.
Ceviz, elma.. bunlar için de dikey tarım neden olmasın? Ancak bu ağaçların
büyüme süresi uzun, acaba bu kadar zamana emeğe verecekleri karşılık kârlı
mıdır? İşveren buna bakacak! İşveren tarımı eline alacak! Tanrı insanın
kapitali doğayı dize getiriyor. Zaten bundan daha iyi bir sistem olsaydı insan
evrimi o yöne kayardı.. yapabileceğimizin en iyisi bu. Tüm bunlar doğal ve
insan doğası bizi buraya götürüyor! Evrim bu!
Yeni teknolojilerin kapitalle kucak kucağa dansı çoğu kere
insani olanı gösterip geride başka planları gizliyor. Planların içindeki,
planların içindeki, planlar. Ne çetrefil bir yapı. Yapay zekâ ve yapaycan
teknolojileri bile insanlık için! Nasıl mutlu olacağız sorusunun yanıtı basit;
yüzeyde kalacağız ve at gözlüğümüzü büyük seçeceğiz? Gördüklerimizin bir serap olduğunu dile
getirmeyeceğiz, “o serap değil yalın gerçek bi tanem! Sen al hapını, iyi
gelecek.. sonra şöyle bir uzan terapi koltuğuna. Katarsis lazım sana bi tanem..
yaparız! Her şey içindeki çocukta kilitli, her şey sende bitiyor.. değiş..
değiş.. dışarıda herhangi bir yanlış yok! Tanrılar Okulu’nu sen bir daha baştan
oku bir tanem. İyi gelecek!”
Paris’teki sarı yelekliler artan benzin fiyatlarına tepki
verirken devlet asileri dizginlemek için elinden gelen her şeyi yapıyor ama fiyatlar
düşmüyor/düşürülemiyor. Çünkü elimizde daha iyi bir sistem yok, o asilik boş,
nafile, ahmakça bir naiflik! Saf gerçeği herkes bir gün anlayacak; yaşayakalmak
ve evrilmek! Evrim dediğin hep ilerici de olmaz yanlışlar yapar, bir yola girer
ve orada sayıklar durur, sonra bir mutasyon bekler vs. Toplumsal evrim de
böyledir zaar!
Dikey tarlalar hayırlı olsun.
Eşref Alemdar
eshrefalemdar@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder