Ziya / On Beş - Ender Macun - Sevdalım Hayat
Ziya / On Beş - Ender Macun

Ziya / On Beş - Ender Macun

Paylaş


Ziya / On Beş

mrümüzün kalan zamanını artık sessizlik içinde geçireceğimizden emin olduğumuz bir kış günü, yanında bir adamla çıkageldi. Uzun zamandır ortalıkta gözükmemişti ve buna Afacan Sokak’taki herkes gibi çok üzülüyorduk. Acaba ona yapılmaması gereken bir şey mi yaptık da ayağını kesti, diye düşünüyor, birbirimizin harap yüzlerine suçlarcasına bakıyorduk. Birbirimizin yüzlerinde huzursuzluk, telaş, hırpalanma ve cürüm görüyorduk. Getirdiği meyveler de çoktan bitmiş, sıradan şeylerle, çorbayla, türlüyle, karpuzla falan karnımızı doyurur olmuştuk.

Onu bahçede gördüğümde, ‘her şey yolunda’, dedim kendi kendime.  Her şey yolunda. Taş basamakları çıktı, sokak kapısını boynundan sarkan anahtarla açtı. Ayakkabılarını, yanındakinin de aynı şeyi yapmasını isteyen öğretici tavrıyla çıkartıp eşiğin yanına usulca koydu. Hepimiz çevresinde toplandık. O gece hiç uyumadık. Nasıl uyurduk ki, o bir konukla gelmişti. Hemen şuracıkta, kendi evine gitmemiş,  bizim eve gelmişti. Hiç konuşmadan çekildiler. Birlikte, evin arka odasında kaldılar. Soluk lambaları hiç sönmedi. Kapının altından sızan, hole, oradan uykulu gözlerimize şefkatle dokunan ışık, Ziya'nın yarım yamalak sözcüklerini, cümlelerini de taşıdı kulaklarımıza. Kendi kendimizle savaştığımız, yorgun düştüğümüz, hikâyesiz kaldığımız günlerin, gecelerin acısını taş holde, ayakta, birbirimizin gölgelerine yaslanarak çıkardık. Sabah olup da arka odadan çıktıklarında, holde, yere dökülmüş saç tellerimize ve ufak komşu çocuklarının yere döktüğü kurabiye kırıntılarına basıp evden uzaklaştılar. Nereye gittiklerini hiç sormadık, ne konuştuklarını da...Adamı da sormadık. Odaya girdik, masanın üzerinde üç kitap gördük. Kitapları kapaklarını bile açmadan sarıp sandığa kaldırdık.


Ender Macun 
endermacun@yhoo.ca  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder