Küçük Diktatörler
Siz
bir diktatör müsünüz?
Bu
soruyu “Hayır!” diye cevapladığınızı duyar gibiyim: “Ne münasebet! Her şeyden
önce ben ülkenin başında değilim ki! Lider değilim!”
Oysa
diktatörlük sadece ülke ya da parti yönetiminde olmaz.
Evet,
diktatör olabilmek için bir iktidar gereklidir insana. Ama çoğumuz çeşitli
iktidar biçimlerini yaşamıyor muyuz? Eğer aile babası iseniz aileniz üzerinde
bir iktidarınız var demektir. Anne iseniz çocuklarınız üzerinde, aşıkların
birbiri üzerinde iktidarı vardır. Eğer bir kurumu yönetiyorsanız, o kurumdaki
iktidar elinizde demektir. Hele bir medya yöneticisiyseniz iktidar alanınız
epey de geniştir.
“Benim
hiçbir şeyim yok!” deseniz bile sokakta önünüze çıkan hayvan üzerinde bir
iktidara sahipsiniz.
***
Koskoca
bir imparatorluğu yönetmekle, aile reisi olmak arasında nitelik açısından bir
fark yoktur. Aradaki fark niceliktedir. Mesele bu iktidarı nasıl
kullandığınızla ilgilidir.
Zorba
bir erkek olarak aile üyelerinin haklarını gasbediyor, onları karşınızda susta
durduruyor, sizin gelirinize muhtaç karınızı bu güçle eziyor, gövdeniz daha iri
olduğu için çocuklarınızı dövüyorsanız siz bir diktatörsünüz demektir.
Canınızın
çok sıkıldığı bir gün yolda yürürken önünüze çıkan küçük köpeğe tekme
atıyorsanız, sadist bir diktatör olursunuz.
Diktatörlük
en küçük iktidar biçiminde bile var olan bir tehlikedir.
Yağmurda
ıslanan yolcuları almayan taksi şoförü bile o anda elindeki iktidarın tadını
çıkarmaktadır.
***
Bu,
herkes için böyledir de medyada durum daha da farklıdır.
Eğer
elinize bir gazete televizyon ya da bir köşe verilmişse ve siz bunu kişisel
sempati ve kızgınlıklarınıza göre yönetiyorsanız “yolsuzluk” yapıyorsunuz
demektir.
Eğer
ülkedeki sansüre karşı çıkarken, kendi kurumunuzda, kıskandığınız kişilere
sansür uyguluyorsanız, onlarla ilgili gerçeği tersine çevirmeye çalışıyorsanız;
onurdan, meslek ilkelerinden, namustan, erdemden, ahlaklı olmaktan,
demokratlıktan, insan haklarından dem vurmanız, yüzünüze geçici olarak taktığınız
bir maske anlamı taşır.
Ama
hiçbir küçük diktatör gerçeği sonuna kadar tersine çevirmek imtiyazına sahip
değildir.
Ve
her diktatörü bekleyen son onları da bekler: Bir köşede unutulmuş bir emekli
olarak çevreyi seyrederek tamamlarlar ömürlerini. Hem de kimsenin saygıyla
anmadığı bir biçimde.
Bu
sondan kaçış yoktur!
Zülfü Livaneli
Okuduğum Alain Spiraux'un "Hitler Annen Seni Çağırıyor" kitabında "Herkesin içinde küçük bir Hitler'cik vardır" diyordu. O Hitler'ciği susturmak da diktatörlük sayılır mı?..
YanıtlaSilOkuduğum Alain Spiraux'un "Hitler Annen Seni Çağırıyor" kitabında "Herkesin içinde küçük bir Hitler'cik vardır" diyordu. O Hitler'ciği susturmak da diktatörlük sayılır mı?..
YanıtlaSilOkuduğum Alain Spiraux'un "Hitler Annen Seni Çağırıyor" kitabında "Herkesin içinde küçük bir Hitler'cik vardır" diyordu. O Hitler'ciği susturmak da diktatörlük sayılır mı?..
YanıtlaSilOkuduğum Alain Spiraux'un "Hitler Annen Seni Çağırıyor" kitabında "Herkesin içinde küçük bir Hitler'cik vardır" diyordu. O Hitler'ciği susturmak da diktatörlük sayılır mı?..
YanıtlaSil