Susun ! - Hande Çiğdemoğlu - Sevdalım Hayat
Susun ! - Hande Çiğdemoğlu

Susun ! - Hande Çiğdemoğlu

Paylaş

 
Susun!
Ne konuşuyorsunuz beyler?

Almanya’nın Güney Kore tarafından nasıl kupa dışı bırakıldığını mı, Belçika’nın geriden gelip Japonya’yı nasıl mağlup ettiğini mi? Dünya kupasında favoriniz hangisi? Yeni jenerasyon Belçika mı, her zamanki favoriniz Arjantin mi yoksa? 

Gerçi seçimin, belki de seçim görünümlü kandırmacanın, üstünden ne kadar geçti ki? Tehdit mi edildi İnce, Akşener? Yoksa partileri mi kazık attı? Sonuçların gerçeği yansıttığını düşünüyor “çok cahil” olduğuna hükmettiğiniz konu komşuyla selamı sabahı mı kessek diyorsunuz? Yoksa “Bu işler kağıt üstünde yazılıp çizildi, ölçüldü biçildi, bize önümüze konanı yemek düştü, kandırıldık ey halkım!” derken derin devlet midir, global güçler midir hesabı mı yapıyorsunuz?

Çocuklardan küçüğünün LGS sonuçları geldi. Tercihlere mutlaka Anadolu, Fen ve İmam Hatip Lisesi yazmak gerekiyormuş. Yüzdelik diliminden tutturamazsak kendi seçimi gibi İmam Hatip Lisesine gidecek, kredi falan çekip özel liseye mi yazdırsak, nasılsa konut kredisi faizleri yükseldi artık ev mev alamayız mı diyorsunuz. 7 liralık soğanı, devamı kışa gelecek doğalgaz zammını, sistematiği yükselen trendle yerleşmiş benzin fiyatlarını, doların 4,56’ya düştü diye sevinenlere bakıp bir şey kaçırdığınızı düşünmeyi bir kenara bırakıp tatil planları yapıyor da olabilirsiniz. Öyle böyle yaz bitiyor çabuk olmak lazım. Yalnız, yerli turiste kazık atan işletmecilerin olduğu Bodrum’u Alaçatı’yı boş versek de Kos’a mı geçsek diyorsunuz. Turizmin dibine dinamiti ben mi koydum da üç kuruşluk tatil fonumla toparlayayım diye düşünseniz de haklısınız.

Oh kafamız biraz dağıldı. Denizdi, tekneydi iyi geldi ama ne olacak bu edebiyatın hali? Tükeniyor mu gerçekten dedikleri gibi? Baştan çizgileri çizilmiş tek dünya, tek kültür fikri hepimizin aynı kitaplara mı yönlendiriyor acaba? Tıpkı aynı filmlere, aynı şarkılara olduğu gibi. Niye okuyoruz, bunu da sorgulamak lazım. Kendimizi bulmak için mi, bilmediğimizi deneyimlemek için mi, yoksa kişisel görüşlerimi doğrulamak için mi? Belki de sırf birileriyle konuşmak için ortak paydalar arama çabasıdır mı diyorsunuz?

Konuşacak ne çok şey var. Hele de suç ve utanç anılarıyla dolu, ölüm kokusunun üzerine sindiği bu topraklarda. Gülümsetmeyen gündemler yaratılıyor ya da kısa bir süre sonra yenileriyle değişmek üzere oluşuveriyor. Biraz konuşalım mı diyorsunuz, nasılsa unutacağız çünkü yerine yenileri gelecek.

Ama şimdi biraz susun beyler!

Leyla konuşsun. Eylül, Arda… İsimleri bir sonraki vahşet vakasına kadar duyulan sonra unutulan çocuklar konuşsun. Adını bilmediğimiz, haber bile olamadan kıyılmış çocukların toprak altındaki yaralı, masum bedenleri konuşsun.  Küçük canının son nefesini vermeden önce belki de sadece “Anne!” demiş çocuklar konuşsun.

Ama ölüler konuşamaz, bilirsiniz. Sapkın, vahşi katillerin hala nefes aldığı ve konuşabildiği bir dünyada, ölü çocuklar toprak altında suskunsa,  herkes sussun!
Bu devran sussun! Dünya dönmesin!

Hande Çiğdemoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder