yağmur senfonisi 22.
konçerto pür sevda
camlara vuran damlaları
bozkırın
minik ellerimden kayıp
gidiyor
kırık ayva tatlıları bile
çare etmiyor artık bize
kimsesiz bir sazın
tellerinde törpülüyorum şimdi yaralarımızı
kış güneşini basıyorum
ki bu fayda etmiyor
etmez
oysa ne çok severdik
karamela türkülerimizi
hülyalarım sağ sağanak
yollar tuzak tuzak tuzak
beni sana getiren masum bir
yasak
Anadolu’yu ilk kez
koklamanın
heyecanı var şu tuzlu
kanımda
ne toy ne ele avuca sığmaz
ne çılgınca
yok hiç bir söz söyleme
yılların sol yanıma ördüğü
kederler içindeyim
senin bu yalnızlığını alıp
alıp dışarı koymaların
benim bu kapalı kutu
hallerim
camgöbeği hüzünlerimiz
halsiz düşmüş sevinçlerimiz
dilimde çürüyen her bir
sözcük
mişli zamanların uçuk
gölgesinde uykuya dalıyor
hayatın olağan akışına
aykırıdır sevgilim
kelimeleşip kelimeleşip
susmak şimdi seninle diyorum
beni duymuyorsun
nasıl bir şeye benzerdi sahi
günbatımı vurmuş sakallarını
izlemek
dünyayı her kurtarışında
-ki o vakur hallerin yok mu
şu mendebur düzene kafa tutan-
yeni bir çilek bahçesini
keşfetmek
Yeşilköy’le beyaza bürünmek
nefessiz
gözlerinde demlenmek çaresiz
ve istiridyeleri dinlemek
pür sevda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder