Bugün Kitaplardan Jose Saramago, Çatıdaki Pencere - Cemile Özyakan - Sevdalım Hayat
Bugün Kitaplardan Jose Saramago, Çatıdaki Pencere - Cemile Özyakan

Bugün Kitaplardan Jose Saramago, Çatıdaki Pencere - Cemile Özyakan

Paylaş

 Bugün Kitaplardan Jose Saramago, Çatıdaki Pencere 
(Zaman İçinde Kaybolan ve Bulunan Kitap)
  
“Tüm ruhların da bütün evler gibi,
Cephelerinin yanı sıra gizli içleri vardır.”
Raul Brandão


“…

–   Size göre ben doğmadan önce ölenlerden miyim?

   Başka bir gruptansınız. Daha doğmamış olanlardansınız.

    Deneyimimi unutmuyor musunuz?

    Hiçbir şeyi unutmuyorum. Deneyim sadece başkalarına yararı olduğunda değerlidir.”

Altı çizilmiş bir diyalog. Ne de güzel durum anlatan, psikolojik otopsiye varan tahliller yapan / yaptıran yüzlerce diyalogdan yalnızca bir tanesidir. Her biri, öncesi ve sonrası hissedilecek biçimde hayatın içinden çıkarılmış zaman dilimleri gibidir. Donmuş bir görüntüyü yansıtan ama geçmişi ve geleceği düşündüren fotoğraflar gibidir. Bu diyaloglar ve düşünce akışları okurun mesafeli duruşunu altüst eder. Akıp giden hayatınızın günleri gibi, sayfaları birer birer çevirirsiniz.

GECİKEN TELEFON

1953 yılında; yazarın 20li yaşlarında yayınevine teslim ettiği ilk dosya için yanıt 1989 yılında geldi. Ünlü bir yazar olduktan sonra.

“Taşınma sırasında bulduğumuz bu metni yayımlamak yayınevimize büyük onur verecektir.”

Telefon çaldığında Saramago tıraş oluyordu. “Teşekkür ederim, şimdi olmaz.” diyerek karşılık verdi.

Türkiye’de Kırmızı Kedi Yayınevinden çıkan kitabın önsözünde,  José Saramago Vakfı Başkanı Pilar Del Rio, Saramago’nun bu tavrıyla ilgili bilgi veriyor: “İtirazının nedeni olarak bir sürü kez yazdığı ve dile getirdiği yaşam ölçütünden başka bir açıklama yapmaya gerek görmedi: Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir, ama hepimiz birbirimize saygı göstermek zorundayız. Bu mantığa göre Saramago’ya kalırsa hiçbir kurum eline ulaşan metinleri yayımlamak zorunda değildir, ama günlerce ve günlerce, aylar boyunca sabırsızlık ve hatta huzursuzlukla yanıt bekleyen kişiye o yanıtı vermek zorundadır çünkü yayınevine teslim edilen o kitap, o taslak, bir harf yığınından ötedir, içinde tüm aklı ve duyarlılığıyla bir insan barındırır.”

AYNI NEHİR, FARKLI KOLLAR

Kitap, altı dairelik bir apartmana  götürüyor bizleri. Bu evlerin içinde yaşanan ayrı hikayeler, birbiriyle hiç ilgisi olmayan, hem sıradan hem sıra dışı karakterler ve olaylar, özellikle diyaloglar arasında geziniyoruz.

Hayır! Hikayeler sonunda birbirine bağlanmıyor! Sonunda bir yerlere varma yerine varamama derdi taşıyor gibi görünen yazar, evlerde yaşanan olayları zenginleştirmek, renklendirmek yerine çok katmanlı durumlar, psikolojik çatışmalar ve az olaya derinlemesine dalmış. Bu çok katmanlılık halinin verdiği bulutların üzerinde koşuyor olma hissi, beklenmedik bir yere çalınma hareketiyle bölünüyor ya da son buluyor çoğunlukla.

İstemedikleri hayatlara devam eden, nedeni üzerine düşündükçe uçsuz zeminlere varan insanlar, hazzın acısıyla ve acının hazzıyla iç içe geçen ilişkiler, akıl tutulmaları, bambaşka ruh halleri, klasik müzik, parasızlık, fazla ahlakın getirebileceği ahlaksızlık, ahlaksızın verdiği biricik ahlak dersi, okura yönünü şaşırtan sorgulamalar, şiddet, tiksinme ve saf çirkinlik karşısında duyulan tutkunun, hayvani güdünün derinine saklanan zevk, zaaflar ve her şeyi, hepimizi kurtarmanın tek yolu olan sevgi… Sıkıştırılmış bu hazinenin içinde bulduğum şeylerin küçük bir kısmı bunlar…

Olay örgüsü ve diyalogların ötesinde, kitabın büyüleyici dili tarif edilecek gibi değil. Hani sevdiğiniz bir romanın veya filmin hikayesini bir arkadaşınıza anlatmaya kalktığınızda, beklediğiniz ilgiyi bazen bulamazsınız ya, öyle. Çünkü o anlatının değeri, ille de öyle anlatılmış, kelimelerin, olayların, ince ayrıntıların o biçimde bir araya gelmiş olmasındandır, konuyu özetlediğinizde o büyü bozuluyordur. İşte öyle.

Böyle kitapların en önemli bileşenlerinden biri, kuşkusuz, çeviridir. Bu kadar iyi bir çeviri yaptığı için Pınar Savaş’a teşekkür etmeden geçemiyorum. Kitabın çeviri olduğunu başından sonuna tek bir kez hissetmedim ve anlatımın en ağır olduğu kısımlarda dahi, cümleler muazzam lezzetini kaybetmemiş görünüyor.

José Saramago'nun bu kitabı hakkındaki yorumlara hızlıca göz gezdirdiğimde okur kitlesinin bu kitabı genellikle zayıf bulduğunu gördüm. Sanırım Saramago okumaya bu kitapla başlamak iyi bir fikir!

Cemile Özyakan




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder