Bugün Kitaplardan Jose Saramago, Körlük
Burada mutlaka her şeyi değiştirecek bir olayın gerçekleşmesi
gerekiyor.
Siz bize tüm detaylarıyla bunları anlatırken, her birimiz farklı
farklı neler hayal edebiliriz, ne kadar öteye gidebiliriz, bilmiyorum. Zaten
her şey daha ne kadar ileriye gidebilirdi ki? İlk kör olan karakteriniz,
doktorla bir diyaloğunda sanırım bana cevap veriyor, Sayın Saramago.
Hangisi olduğunu söyleyeceğim, evet:
“Siz iyimser bir insansınız, doktor.”
“Ben iyimser değilim ve bu yaşadıklarımızdan daha kötüsü
olabileceğini düşünmüyorum.”
“Bana gelince ben kötü yürekliliğin ve kötülüğün bir sınırı
olabileceğini sanmıyorum.”
(Canım bağlamımdan dışarılara çıkmam pahasına da olsa, diyaloğun
devamını yazmalıyım ki güzelim anlam gitmesin.)
“Belki de siz haklısınız,” dedi doktor. Sonra kendi kendine
konuşur gibi,
“Burada mutlaka her şeyi değiştirecek bir olayın gerçekleşmesi
gerekiyor.”
Söz konusu insansa işlerin o kadar da olmazı yok. Söz konusu
insansa medeniyet bir göz bakımı kadar yakın patlamaya. ( Bakım kelimesiyle
tabii bakmaktan bahsediyorum, araba bakımı gibi olan bakım değil, lütfen). Ne
de olsa insan yapımı değil mi hepsi? Medeniyet hiç dişi kalmamış ölü bir
canavar mı acaba? Biz ise bir animasyon filmi karakterlerinin gözleri, elleri
hatta! Marketlerden aldığımız yiyecekleri, dit dit sesleri eşliğinde kasalardan
geçiren kasiyerler, mini mini patatesleri, soslu dev hamburgerleri bize sunan,
yeri gelince kül tablalarımızı nezaketle boşaltan garsonlar, düğmelerine basıp
açtığımızda televizyonlarda gördüğümüz ve pek çoklarının hayranlıkla baktığı
bizleri yöneten, adımıza kararlar alan, daha az kötü görmemelerine rağmen
nedense düzeni sağlamakla yükümlü her şeyi daha iyi bilen ağbiler, ablalar,
(Kızmayın Sayın Saramago, kişiler demek istedim ama olmadı; yalnızca ağbiler
demediğime şükredin lütfen), bilgisayarımız ve benzeri cihazlar aracılığı ile
iletişim kurduğumuz arkadaşlarımız, çocuklarımız ve anne babalarımız, tabii
öğretmenlerimiz ve müzisyenler ve ressamlar, yani sanatçılar ve düşünürler ve
göz doktorları aslında körler, ama farkında değiller, yani farkında değiliz.
İlk fark edenler kitabımızın kahramanları olduğu için vakit kaybetmeden onlarla
konuşmalıyız bence. Yani tedbir almak açısından değil sadece; nasıl bir beyaza
düşeceğimizi, kör eden parlak ışığı onlardan dinlemekte ve deneyimlerini
duymakta fayda var. Bunu size kanıtlayabilirim.
Sayın Saramago, bana yeterince inanmadıkları için izninizi rica
ediyorum; evet, koyu renk gözlüklü kızın cümlesi:
“Haklısınız, gözlerimiz görmemeye başlamazdan önce bizler zaten
kör olmuştuk, korku bizi kör etmişti, aynı korku yüzünden körlüğümüz sürüp
gidecek.”
Efendim, Sayın Saramago?... Hayır, abartmıyorum… Neden onca
karakter varken görme yeteneğini yitirmeyen tek kişi sanayım ki kendimi? İnsan
olduğum için mi? Haklı olabilirsiniz, bizim ailede öğretmenlik hastalığı var
üstelik, genetik. Bir düşüneyim bunu.
Cemile Özyakan
cemileozyakan@gmail.com
Çok sade, çok hoş, çok zarif. Anlatım.
YanıtlaSil