İsa’nın Kaçtığı Dağ
Ermişin birini yolda yürürken görmüşler. Bir elinde bir kova su,
öteki elinde bir meşale taşıyormuş.
“Nereye gidiyorsun böyle?” diye sormuşlar.
“Bu kovayla cehennemi söndüreceğim, bu ateşle de cenneti
yakacağım.” demiş.
“Niçin?” demişler.
“İnsanlar “ demiş “günahı ve sevabı, cennet vaadi ve cehennem
korkusu için değil kendi gönülleri için yapsınlar “
Bu kıssa tam Doğu toplumları içindir.
Çünkü insanların çoğunun içi fesattır. Yapılan her işin arkasında
bir cennet vaadi ve cehennem korkusu ararlar.
Hiçbir art niyet olmadan sadece düşündüğünü söyleyen beyinleri ve
kendilerine zararı dokunsa bile gönüllerinden geçeni paylaşanları anlayamazlar.
Bu kara gönüllülere göre her söz hesaplıdır. Her davranışın
arkasında bir çıkar hesabı vardır.
Bu yüzden cenneti tutuşturmak ve cehennemi söndürmek isteyen
ermişi de anlayamazlar.
***
Bir dönemde “yüreğin taşıyıp götürür seni” demiştim. Bana göre
bütün insanlar, yüreklerinin sesine kulak verip yürürlerdi çünkü.
Ama aradan geçen yıllar bana öğretti ki bu ülkede yürekle mürekle
hiç ilgisi olmayan, hayatı sadece bir sırtlan dövüşü olarak gören insanlar var.
Hiçbir dertleşmeyi, hiçbir içtenliği anlamıyorlar.
Hesapsız kitapsız alıp başını gitmek duygusunu bir kez bile
duymamışlar içlerinde.
Onlara göre eğer siyasi bir yazı yazılıyorsa mutlaka arkasında bir
hesap var.
Tuval üzerinde gezen her fırçanın, tellerde gezinen her parmağın,
kağıda sürtünen her kalemin, onların kafasındaki kadar kirli, dünyevi ve
gündelik taktikleri var.
***
Anadolu ozanları bunları çok güzel tarif etmiş.
Mesela demiş ki:
Adem vardır cismi semiz
Abdest alır olmaz temiz
Anlamamışlar.
Bir başkası demiş ki:
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeye dervişan beğenmez
Yine anlamamışlar.
Çünkü onların yürekleri kararmış. Bakın İbn Arabi bunları nasıl
anlatır:
Hz. İsa’yı dağa doğru koşarken görmüşler.
“Ya peygamber, neden kaçıyorsun? Aslandan mı, kaplandan mı,
ejderhadan mı?”
İsa “Ben peygamberim bunlardan korkmam!” demiş.
“Peki o zaman neden kaçıyorsun?” diye ısrar etmişler.
“Ahmaklardan kaçıyorum” demiş. “Aslandan kaplandan korkmam ama
ahmaktan korkarım. Çünkü onların kalpleri karadır, hiçbir söz işlemez bunların
yüreklerine.”
***
Bazen kendime sorup duruyorum: İsa’nın kaçtığı dağ neresiydi
acaba?
Ve orada sıradan ölümlülere de yer var mı?
Zülfü Livaneli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder