Hayvanlar Alemi - Asiye Açar - Sevdalım Hayat
Hayvanlar Alemi - Asiye Açar

Hayvanlar Alemi - Asiye Açar

Paylaş

Hayvanlar Âlemi

Bugün  hayvanlara yapılan eziyetler, bir zamanlar zencilere yapılan zulümlere benziyor. Düşünün bir kere, Amerika’nın siyahi başkanı Obama’nın ataları Afrika’da üzerlerine ağ atılarak tutulup, küçücük kutularda, elleri ayakları bağlı olarak, gemilerle Amerika'ya getirildiler. Onlarla aynı dili konuşmadıkları ve aynı renkte olmadıkları için beyaz adam tarafından köle olarak kullanıldılar, zalimce işkence gördüler. Sonra bu siyah insanlar, büyük uğraşlar vererek ikinci sınıf vatandaş olmayı başardılar, derken zaman ilerledi ve beyaz adamın sırf beyaz diye hiç de üstün olmadığı anlaşıldı...

Hayvanlar belki siyah adamlar gibi kendilerini konuşarak ifade edemeyecekler ama hayatımızın içinde varlıklarını, var olmaları gerektiğini bize bir şekilde ispat edecekler. Aslında onların bir şey yapmasına gerek yok, asıl biz insanlar,  tek ve üstün canlılar olmadığımızı anlayacağız bir gün. Her canlının dünyada bir yeri ve görevi olduğunu ve buna saygı duymamız gerektiğini öğreneceğiz.

Hayvana eziyet etme davranışını ele alırsak, bunun temelinde iki unsur vardır. Birincisi, hayvanları tanımamak. Kedi, köpek gibi insanlarla iç içe yaşayan hayvanlar, kendilerine zarar vermeyene zarar vermeyen canlılardır. Tıpkı bir çocuk gibi, karnı tok sırtı pek olunca neşe içinde oynayan, yanınızda sakince uzanan, siz üzülünce size sokulan, sizinle birlikte mutlu olan ve daha nice duyguları insanlar gibi yaşayan varlıklardır. Yaşlı bir insanın can dostu, kalabalık bir ailenin sevecen üyesi, çocukların en yakın arkadaşıdırlar. Sadece konuşamıyorlar, dertlerini anlatamıyorlar diye, kimse onlara işkence yapamaz. Onların henüz içine giremediğimiz bir dünyası var, henüz giremediğimiz…

İkincisi,  "Kimse görmüyorsa, senden zayıf olana eziyet edebilirsin" düşüncesi. İşte bu çok tehlikeli bir düşüncedir. Bu düşünceye sahip olan insanları özellikle takibe almak gerekir; çünkü kendini savunamayan bir hayvana işkence yapan kişi, bunu daha sonra kendini savunamayan küçük bir çocuğa da yapar,  sonra kendini savunamayacak bedende, yaşta ya da beyinde bir kadına ya da erkeğe de yapar.

Hayvana eziyet eden insanları, mahkemelerde en başta bu düşünce sebebiyle, sonra da güçlü duygu, sezgi ve arkadaşlık yeteneği olan bir canlıya zarar verdiği için cezalandırmak, en önemlisi de rehabilite etmek gerekir.

Şöyle değerlendirelim; zayıf bir canlıya kötülük edebilen bir insan, mümkündür ki, çocukluğunda kendisi de büyüklerden kötülük görmüştür. Ya da kötülük görmemiş ama sevgi de görmemiştir. Bu sebeple, ilgi açlığını etrafındakilere zarar vererek gösterir. Ya da geçmişin intikamını alır.

Bu insanların yaşları, aile durumları, geçmişleri ve  zarar verme potansiyelleri hep birlikte incelenmelidir. Yoksa toplum hiçbir zaman  iyiye doğru ilerlemez.  Çözüm çok basittir aslında. Gözetim, tedavi, destek.

Bu konuda benzer bir örnek vermek isterim. Okullarda "Adı çıkmış dokuza inmez sekize" öğrenciler vardır. Bunlar sınıflarının" Ali kıran baş keseni", sözü dinlenen, korkulan ya da sevilmeyen, baş belası olan tipleridir. Nerede kavga gürültü, sigara, alkol, kız davası var, onlar işin başındadır. Bir sınıfa ilk kez giriyorsam adı ayyuka çıkmış o öğrenciyi hiç tanımıyormuş gibi yaparım. Sınıftaki herhangi bir öğrenci gibi ona da soru sorar, sohbet eder, esprisine gülerim. 10 dakika sonra o öğrenci, benim ve dersin düzeni için bir tehdit değildir artık.

Kabullenilme ve değer görme, açlık susuzluk gibi en temel ihtiyaçtır. Birileri tarafından aidiyet duygusunu yaşayamayan insanlar saldırgan olurlar. Ceza onları daha da hırçın yapar ve asla tedavi etmez. Bu kişilere kesinlikle psikolojik ve bilimsel bir yaklaşımla eğilmek gerekir.

Tekrar hayvanlara, güzel hayvanlara dönecek olursak, kendinizi zorlayın biraz onları sevmek için. Mesela sevimli kedi videosu izleyin ya da yıllar sonra sahiplerine kavuşan köpeklerin videosunu izleyin. İkinci videoyu izlerken gözleriniz doluyorsa, belki bir hayvan sahiplenir ya da en azından kapının önüne bir kap su koyarsınız.

Asiye Açar




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder