NE VAR NE YOK?
1
fotoğraf: Ender Macun |
Martılara da sormalı. Hatta
tek tek sormalı.
Ne var, ne yok martılar?
Çocukken konuşurdum
sizinle, kelimelerim benzerdi yaban ve temkinsiz sesinize.
Yine çocuk olsam, anlatır
mısınız aheste, düşkünlüğünüzü ve huysuzluklarınızı birbirinize.
2
fotoğraf: Ender Macun |
Gömleklere de sormalı. Yaklaşıp,
dokunmalı.
Ne var, ne yok temiz
gömlekler?
Nerede görsem tanırım
sizi, manşetinizde böyle upuzun, pembe şarap lekesi.
Dinleyeceğim hikâyenizi,
duymak için o harikulade, püfür püfür hicaz makamında sesinizi.
3
fotoğraf: Ender Macun |
Evlere tek tek sormalı. Durup
önlerinde, omzumuzu yaslamalı.
Ne var, ne yok köhne ev?
Dolaşırken gördüm seni,
baktım zaten yorgunsun, kime anlatıyorsun durmadan kendini.
Yaslandıkça anlıyorum
kederini, sustum, dinliyorum, hadi anlat bana eski hallerini.
4
fotoğraf: Ender Macun |
Terziye sormalı. Kapı
önünden, usulca.
Ne var, ne yok terzi baba?
Dükkân kapanacak az sonra,
her akşam böyle, cebimde yirmi lira kâğıt para.
Ah terzi baba, hayat çok
kara, yüreğinde bulursun belki aydınlık bir şeyler, hemen ara.
5
fotoğraf: Ender Macun |
İnsanlara sormalı. Fısıltıyla,
hece hece.
Ne var, ne yok insanlar?
Dolanmadasınız yine kendi
inşa ettiğiniz o varla yok arasındaki dünyada.
Ve geçip gidiyor günler,
ne kadar çok gözlük var takacak, diye düşünürken kara kara.
6
fotoğraf: Ender Macun |
Acılı annelere de sormalı.
Oturup yanlarına.
Acı kalır ve çocukların
konuştuğu bir martı olur, süzülür; gelip konar lime lime kalbine.
Kokusu, sesi gelir, oturur
kalır elbet dokunduğun her sessiz ve tuhaf fotoğraf karesine.
Ender Macun, Nisan 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder