Canı Sıkılanlar Kulübü
Uzak
denizlere yelken açan maceracı bir kaptan, sefere çıkmadan önce tayfa
arıyormuş. Limanda beklerken üç kişi gelmiş yanına.
Biri
demiş ki:
“Kaptan,
dünyanın en iyi gören adamı benim. İnsanlar içinde benden daha keskin gözlü
biri yoktur.”
Öteki:
“En
hassas kulak da bendedir.” demiş. “Kainatın en iyi duyan adamı benim.”
Kaptan
bu iki tayfanın söylediklerinden çok memnun kalmış.
Üçüncüye
dönmüş ve “Peki senin marifetin nedir?” diye sormuş.
Üçüncü
tayfa “Benim canım sıkılır kaptan!” demiş.
“Nasıl
yani?”
“İşte
basbayağı canım sıkılır!”
“Eh!”
demiş kaptan. “Gelin o zaman.”
Birkaç
gün sonra gemi denize açılmış, okyanuslarda fırtınalara yakalanmış, aylarca
kara görmeden, yönlerini yitirerek, umutsuz bir şekilde ilerlemişler.
Bu
karanlık günlerden birinde iyi gören tayfa elini gözlerine siper ederek ufku
taramış ve
“Müjdemi
isterim kaptan!” demiş.
“Buraya
yedi günlük mesafede bir deniz feneri görüyorum. İçinde de tel gözlüklü, beyaz
sakallı yaşlı bir fenerci var.”
Bunun
üzerine iyi duyan tayfa elini kulağına atmış, dinlemiş, dinlemiş, sonra:
“Evet
kaptan, arkadaşım doğru söylüyor.” demiş. “Yaşlı fenerci merdivenlerden inerken
ayak seslerini duydum. Hatta tel gözlüğünü düşürdü de tık diye bir ses çıktı.”
Üçüncü
tayfa “ İşte kaptan” demiş. “Benim bunlara canım sıkılıyor.”
***
Günümüzün
Türkiye’sinde herkes kendisini bu fıkradaki üç tayfadan birine yakın hisseder
diye düşünüyorum.
Kimileri
muazzam görüş sahibidir, her işe dalar, hatta her işi manipüle etmeye
çalışırlar.
Kimilerinin
kulağı deliktir. İstihbarat kaynakları her bilgiyi ulaştırır onlara.
Dedikoduları boldur. Her şeyi bilirler.
Bir
de benim gibi, çevresinde olup bitenlere bakıp canı sıkılanlar var.
***
Gazeteleri
okursun canın sıkılır, televizyona bakarsın canın sıkılır, polemikleri izlersin
canın sıkılır, küçük insanların büyük egolarını seyredersin canın sıkılır.
Sizde
bizim gibi gidişata canı sıkılanlar takımındansanız “Kulübe hoş geldiniz!”
Peki ne yapacağız?..
YanıtlaSil