“Hayat akıp giderken avuçlarımdan eğilip yerden toplayamıyorum parçalarımı ve
Artık her şey için çok geç demek için belki de çok geç”
Gidelim Buralardan
Göz açıp kapayıncaya kadar
geçen ömür içerisinde pişmanlıkları, keşkeleri anlatmak için ne güzel bir şarkı...
Bir çocuk vardı bir zamanlar,
gülüyordu, koşuyordu, mutluydu…
Sonra ne zaman, nasıl oldu
anlayamadan büyük insan oldu.
Çocuk konuşur, anlatır,
susmaz, tutmaz içinde. Ama büyük insan öyle mi?
Büyük insan… Artık
mutluluk nedir bilmeyen, acılarını saklamak için gülmeye çalışan, elinden kayıp
giden yılları için bir şey yapamayan büyük insan.
Yazdığı her kağıtta
gözyaşlarını bırakırken, nefes bile almak onu yorarken yürümeye devam eden
büyük insan.
Herkes düşe kalka
yürüdüğünün farkında, yine de devam ediyor, durmuyor. Ama neden?
Günler tekrara düşerken,
kelimeler bir türlü dile gelmezken neden?
Gülüyor bazen, gerçekten
içten gelerek ama kısa sürüyor, bir anda farkındalığı çıkıyor ortaya, geri
çekiyor onu.
Sonra bir an geliyor çocuk
gibi konuşmak, anlatmak istiyor. Ama susuyor. Bunun yerine şarkılar bırakıyor
geceye, belki bu şarkıların onun söyleyemedikleri olduğunu anlarlar
diye.
Gece 3’e vurmuş, Nazan
Öncel gidelim buralardan diyor. Yakında diyor yakında, sonra da her gün devam
etmesini sağlayan düş dünyasına dönüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder