Yürümek - Ender Macun - Sevdalım Hayat
Yürümek - Ender Macun

Yürümek - Ender Macun

Paylaş
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelma attıklarını bilerek
yürümek…            
yürümek…

Yürümek
yürekten
gülerekten
yürümek…

Nazım Hikmet

Yürüyüş arkadaşım sevgili Mustafa’ya

Yürüyeceksin. Bu cümbüşlü ve bitirim hayattan davul zurna eşliğinde, yürüyerek geçeceksin. Geçip gideceksin. Hep yürüyeceksin. Öyle yani. Çatlak dudaklarının ucunda bir ıslık, masum bir şarkı…Nisan’da, Temmuz’da, Şubat’ta…Dağda, caddede, kırda, bahçede, yol kenarında, evde…Ben öyle yapıyorum mesela. Yürüyorum. E öyle…Bak anlatayım.

Sen yürürken masalsı, hercai zaman da seninle beraber, tin tin yürüyecek. Sen yürürken yer yer biçimsiz ikizin olan gölgen de seninle beraber, sessiz, usulca yürüyecek. Gölgenden, senin olan gölgenden hayatın boyunca kurtulamayacaksın. Taşın, toprağın, çimenin, çamurun, asfaltın ve bilumum eşyanın üzerine düşen sabunsu, kaygan gölgen senin gibi kirlenmeyecek ama; tertemiz, simsiyah, grimsi bazen, öylece kalacak. O da seninle beraber, seni, hayatını temize çekerekten yürüyecek. Bazı bazı arkana da bakacaksın, telaşla yürürken, ama daha çok önüne, ileriye doğru bakacaksın; ki doğrudur bu. Öyle yürümeli zaten. Akıllı, uslu. Benim gibi. Zaman zaman tökezlenip pattadanak hani, düşeceksin; yürümeye devam…Dur, hadi dinlen biraz. Ben, yani, öyle yaparım hep. Yaran beren varsa temizle, onar kendini. Sonra kalk, yürü. İyileşirsin. Düzelirsin. Daha iyi olursun. Yürüdükçe daha çok yürümek geçer içinden. Devam. Yola devam. Ölmedikçe ileri…Yol hep var. Yol hep önünde uzanır gider. Marş marş!

Biraz telkine ihtiyacın var senin. Elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum işte. Yürüdükçe açılacaksın, yürüdükçe daha da çok yürümek geçecek içinden, evet; koşmak değil ama. Koşmak asla değil. Sen bu dünyaya yürümek için geldin, unutma. Benim gibi. Koşmak da neymiş? Yürümenin yerini alır mı ki? Bu aheste ve güzel adımlar boşuna değil. Hiç değil, unutma. Yavaş yavaş yürümek. Piano piano… Hayattan fısıltıyla, yürüyerek geçmek.

Bazen tek başına, bazen iki kişi, bazen daha da fazla insanla yürüyeceksin. Ellerinde bayraklar mesela…Bir köpekle belki…Elinde koparılmış bir çiçekle de olabilir…Torba, çanta, paketle…Onların gölgeleri de düşecek yere. Kalabalık olacaksınız. Öyle kalabalık olacaksınız ki, birlikte yürüdüğünüz şeylerle, insanlarla, hayvanlarla belki, birbirinizi unutacaksınız. Yürümenin şevkine kapılıp ayrı ayrı yollara gideceksiniz. Sen, yürürken en sevdiklerini yolda bırakacaksın. Bak bu kesin. Demedi deme sakın. Belki de onlar seni yarı yolda bırakacaklar. Ayıp yani. Öyle bakıp kalacaksın. Sonra…Yürümeye devam…Dur, soluklan biraz. Sonra yol. Yine yoldasın işte. Bu senin yolundur. Sen yolun kendisisindir artık.

Dahası, kadın olarak yürüyeceksin. Erkek olarak, çocuk olarak…Cinsiyetsiz yürüyeceksin. Ya da karmaşık…Her şey olarak yürüyeceksin. Zaman gelecek, hiç bir şey olarak yürüyeceksin. Hikaye olup yürüyeceksin mesela, bir şiir olacaksın. Gece olup yavaş yürüyeceksin. Şarkı olacaksın. Bir yakınma…Gündüz olacaksın, bahar, aydınlık ve temiz olacaksın. Kirli ve pejmürde olarak yürüyeceksin. Rüzgar olacaksın mesela, kar ve ayaz olacaksın. Umut olarak da yürüyeceksin yıkıntı olarak da…Çıplak bir de…Çırılçıplak yürüdüğün zamanlar da olacak senin. Sen yolun kendisisindir, artık öylesindir.

Bitmedi…Pazara gideceksin, okula, işe, dostlara, düğüne, derneğe, doktora, sinemaya, cenazeye gideceksin. Aynı yerlere hep gideceksin. Koca dünya haritasının üzerinde bir toplu iğne başı kadar yerde dönüp dolanacaksın. Bir ağacın oraya, bir evin yoluna vuracaksın kendini. Az ya da çok yürüyeceksin işte. Topallayacaksın, yine yürümeye devam. Koşar adım, aksak…Tek ayak…Ayakların olmadan bile yürüyeceksin. İnsan ömründe kaç adım atar? Yaklaşık olarak ne kadar yürür? Yürüyerek en uzun mesafeyi kat eden zat-ı muhterem kimdir? Ne zaman kat etmiştir? Şu an yürüyen kaç kişi vardır? Hiç yürümeden bu dünyadan gelmiş ve göçmüş kaç insan vardır? Yazık! Yürümek üzerine kaç şiir yazılmıştır? Kaç kitap? Yürürken ne yemeli? Yürümek ömrü uzatır mı acaba? Kalbe iyi gelir mi? Şekeri düşürür mü yoksa arttırır mı? Bunları hiç düşünmeyeceksin yürürken. Tabanların patlayacak yürümekten. Dinleneceksin, sonra yine yürümek geçecek içinden. Bir an gelecek, bütün yürümelerini düşüneceksin. Hastanede mesela. Evde, yorgun bir yatakta…Bir rüya konacak geceleyin aklının içine. O rüyada uçar adım yürürken göreceksin kendini. Radyo açık olacak. Kedi hemen yanı başında mırıldanıyor…Güzel bir şarkı eşlik edecek bütün yürümelerine. O şarkıyı mırıldanarak uyanacaksın. O şarkı işte, senin bütün yürümelerine armağan olacak.


Ender Macun
endermacun@yahoo.ca

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder