…
yolunda
pusuya yattıklarını,
arkadan
çelma attıklarını bilerek
yürümek…
yürümek…
Yürümek
yürekten
gülerekten
yürümek…
Yürüyüş arkadaşım
sevgili Mustafa’ya
Yürüyeceksin. Bu cümbüşlü ve
bitirim hayattan davul zurna eşliğinde, yürüyerek geçeceksin. Geçip gideceksin.
Hep yürüyeceksin. Öyle yani. Çatlak dudaklarının ucunda bir ıslık, masum bir
şarkı…Nisan’da, Temmuz’da, Şubat’ta…Dağda, caddede, kırda, bahçede, yol
kenarında, evde…Ben öyle yapıyorum mesela. Yürüyorum. E öyle…Bak anlatayım.
Sen yürürken masalsı, hercai
zaman da seninle beraber, tin tin yürüyecek. Sen yürürken yer yer biçimsiz ikizin
olan gölgen de seninle beraber, sessiz, usulca yürüyecek. Gölgenden, senin olan
gölgenden hayatın boyunca kurtulamayacaksın. Taşın, toprağın, çimenin, çamurun,
asfaltın ve bilumum eşyanın üzerine düşen sabunsu, kaygan gölgen senin gibi kirlenmeyecek
ama; tertemiz, simsiyah, grimsi bazen, öylece kalacak. O da seninle beraber,
seni, hayatını temize çekerekten yürüyecek. Bazı bazı arkana da bakacaksın, telaşla
yürürken, ama daha çok önüne, ileriye doğru bakacaksın; ki doğrudur bu. Öyle
yürümeli zaten. Akıllı, uslu. Benim gibi. Zaman zaman tökezlenip pattadanak
hani, düşeceksin; yürümeye devam…Dur, hadi dinlen biraz. Ben, yani, öyle
yaparım hep. Yaran beren varsa temizle, onar kendini. Sonra kalk, yürü. İyileşirsin.
Düzelirsin. Daha iyi olursun. Yürüdükçe daha çok yürümek geçer içinden. Devam.
Yola devam. Ölmedikçe ileri…Yol hep var. Yol hep önünde uzanır gider. Marş
marş!
Biraz telkine ihtiyacın var
senin. Elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum işte. Yürüdükçe açılacaksın,
yürüdükçe daha da çok yürümek geçecek içinden, evet; koşmak değil ama. Koşmak
asla değil. Sen bu dünyaya yürümek için geldin, unutma. Benim gibi. Koşmak da
neymiş? Yürümenin yerini alır mı ki? Bu aheste ve güzel adımlar boşuna değil.
Hiç değil, unutma. Yavaş yavaş yürümek. Piano
piano… Hayattan fısıltıyla, yürüyerek geçmek.
Bazen tek başına, bazen iki
kişi, bazen daha da fazla insanla yürüyeceksin. Ellerinde bayraklar mesela…Bir
köpekle belki…Elinde koparılmış bir çiçekle de olabilir…Torba, çanta, paketle…Onların
gölgeleri de düşecek yere. Kalabalık olacaksınız. Öyle kalabalık olacaksınız
ki, birlikte yürüdüğünüz şeylerle, insanlarla, hayvanlarla belki, birbirinizi
unutacaksınız. Yürümenin şevkine kapılıp ayrı ayrı yollara gideceksiniz. Sen, yürürken
en sevdiklerini yolda bırakacaksın. Bak bu kesin. Demedi deme sakın. Belki de
onlar seni yarı yolda bırakacaklar. Ayıp yani. Öyle bakıp kalacaksın. Sonra…Yürümeye
devam…Dur, soluklan biraz. Sonra yol. Yine yoldasın işte. Bu senin yolundur.
Sen yolun kendisisindir artık.
Dahası, kadın olarak
yürüyeceksin. Erkek olarak, çocuk olarak…Cinsiyetsiz yürüyeceksin. Ya da
karmaşık…Her şey olarak yürüyeceksin. Zaman gelecek, hiç bir şey olarak
yürüyeceksin. Hikaye olup yürüyeceksin mesela, bir şiir olacaksın. Gece olup
yavaş yürüyeceksin. Şarkı olacaksın. Bir yakınma…Gündüz olacaksın, bahar,
aydınlık ve temiz olacaksın. Kirli ve pejmürde olarak yürüyeceksin. Rüzgar
olacaksın mesela, kar ve ayaz olacaksın. Umut olarak da yürüyeceksin yıkıntı
olarak da…Çıplak bir de…Çırılçıplak yürüdüğün zamanlar da olacak senin. Sen
yolun kendisisindir, artık öylesindir.
Bitmedi…Pazara gideceksin,
okula, işe, dostlara, düğüne, derneğe, doktora, sinemaya, cenazeye gideceksin. Aynı
yerlere hep gideceksin. Koca dünya haritasının üzerinde bir toplu iğne başı
kadar yerde dönüp dolanacaksın. Bir ağacın oraya, bir evin yoluna vuracaksın
kendini. Az ya da çok yürüyeceksin işte. Topallayacaksın, yine yürümeye devam. Koşar
adım, aksak…Tek ayak…Ayakların olmadan bile yürüyeceksin. İnsan ömründe kaç
adım atar? Yaklaşık olarak ne kadar yürür? Yürüyerek en uzun mesafeyi kat eden zat-ı
muhterem kimdir? Ne zaman kat etmiştir? Şu an yürüyen kaç kişi vardır? Hiç
yürümeden bu dünyadan gelmiş ve göçmüş kaç insan vardır? Yazık! Yürümek üzerine
kaç şiir yazılmıştır? Kaç kitap? Yürürken ne yemeli? Yürümek ömrü uzatır mı
acaba? Kalbe iyi gelir mi? Şekeri düşürür mü yoksa arttırır mı? Bunları hiç
düşünmeyeceksin yürürken. Tabanların patlayacak yürümekten. Dinleneceksin,
sonra yine yürümek geçecek içinden. Bir an gelecek, bütün yürümelerini
düşüneceksin. Hastanede mesela. Evde, yorgun bir yatakta…Bir rüya konacak geceleyin
aklının içine. O rüyada uçar adım yürürken göreceksin kendini. Radyo açık
olacak. Kedi hemen yanı başında mırıldanıyor…Güzel bir şarkı eşlik edecek bütün
yürümelerine. O şarkıyı mırıldanarak uyanacaksın. O şarkı işte, senin bütün
yürümelerine armağan olacak.
endermacun@yahoo.ca
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder