Okuma Atölyesi Çalışması; Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok- Ayşegül Kalkan - Sevdalım Hayat
Okuma Atölyesi Çalışması; Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok- Ayşegül Kalkan

Okuma Atölyesi Çalışması; Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok- Ayşegül Kalkan

Paylaş

Katılımcı: Ayşegül Kalkan 

Tarih: Nisan 2015 

Kitap: Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Erich Maria Remarque) 

Tema: Savaş 

Konu: Savaşla yok edilmiş bir nesil 

Anlatım: Akıcı 

Çağrışım: 

Kitapta I Dünya Savaşında yaşlanan, yok edilmiş bir nesil olan "demir gençlik" in hikayesini okuyoruz. "Bir emir bu sessiz kişileri bizim düşmanımız yaptı. Bir emir onları dostumuz yapabilirdi. Hiçbirimizi tanımayan birkaç kişi, herhangi bir masanın çevresinde toplanıp bir yazıyı imzaladılar." (142) ve sonuç bütün insanlığın başına gelen bir felaket oldu. Aslında kitapta savaş için bir çözüm de üretilmiş: "Savaş ilanının, bir çeşit halk bayramı olması ve sözgelişi boğa dövüşlerindeki gibi müzikli ve giriş biletli olması gerektiği öne sürülüyor. Böyle olunca, her iki ülkenin bakanları ve generalleri mayolar giyip, ellerinde sopalarla alanda karşılıklı yer alarak birbirlerine saldıracaklar. Hangi taraf ayakta kalırsa o ülke kazanmış ilan edilecek. Böylesi, şimdi olduğundan, yani ilgisi bulunmayan kimselerin çarpışmasından daha sade ve daha uygun düşer." (31) Burada savaş olgusu ironik bir dil ile eleştiriliyor ve sorgulanıyor: "Bizler vatanlarımızı savunmak için burada bulunuyoruz. Ama Fransızlar da yine vatanlarını savunmak için buradalar. Şu halde haklı olan hangi taraf?" (149) Savaşta haklı olan bir taraf var mı acaba? "Şu halde neden savaş var yeryüzünde? ... Savaştan yararlanacak kimseler olmalı!" (151) Savaşa karar veren mercilerin ve kendilerini savaşın içinde bulan insanların durdukları yer çok güzel anlatılmış bu romanda. 

Kendilerini savaşın içinde bulan insanlar "hayvanlaşmış insanlara" dönüşmek zorunda kaldılar. (42) Paul bir çukurda birini öldürdükten sonra düşünüyor "Beynimin içinde yaşayan ve beni bu karara yönelten bir fikirdin! Ben bu fikri hançerledim. Şimdi ise senin de tıpkı benim gibi bir insan olduğunu görüyorum." (163) Düşman fikrini hançerlerken aslında bir insana kıydıklarını fark ediyorlar ve bunu yapmaya devam etmek zorundalar, ve bu onları gittikçe yalnızlaştırdı. Yalnızlıklarından birbirlerine sığındılar ama birbirlerini de kaybettiler. Romanda tüm bu kaybedişleri okuyoruz. Tüm bu kaybedişler içinde askerler kendilerini de kaybediyorlar ve dönebilenler (dönebilenlerin hikayesi de Dönüş Yolu adlı kitapta anlatılıyor) normal hayata uyum sağlayamıyor çünkü "Pek çok ölü gördükten sonra, bir tek kişi için bu derece acı çekmenin anlamı kolay kavranmıyor." (134) Sorgulamalar devam ediyor: "binlerce yıllık uygarlık, şu oluk gibi akan kanları önlemeyecek olduktan sonra, demek hepsi yalan, hepsi değersiz....Dünyanın en zeki beyinlerinin, bütün bunları daha ustaca ve daha devamlı yapmak için yeni silahlar ve yeni laflar bulduklarını görüyorum." (194) Evet hep yeni sebepler bulunuyor, kitap birinci dünya savaşıyla sınırlı kalsa da dünya o kanlı savaşı gördüğü halde ikinci dünya savaşına girebiliyor ve evet zeki beyinler atom bombasını da buluyorlar. Tüm savaşlar üzerine yazılan onca kitap var, görseller var ama hala savaşlar sürüyor, sürebiliyor. İnsanın aklı almıyor. "Sonra da kendisine hayat adını veren o adsız gayretlerinin buna bile nasıl da alıştığına şaşıyordum." (199)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder