Katılımcı:
Pınar Yıldırım
Tarih:
12.03.2018
Kitap:
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok ( Erich Maria Remarque )
Tema:
Savaş
Konu:
Gencecik, hayatın başında olan insanların umutlarını kaybetmesi, yok oluşu
Anlatım: Akıcı ve çok net. Paul Baumer in anlattıkları insanın zihninde canlanıyor.
Çağrışım: "Cepheye
geldiğimiz zaman mevsim henüz yazdı ve tam yüzelli kişiydik. Şimdi ayazdan
donuyoruz. Yapraklar hışır hışır. Seslerimiz yorgun argın yükseliyor: bir... iki...
üç... dört... Ve sayım otuzikide sona eriyor" (syf 124)
Paul
ve arkadaşlarının daha lisede okurken okulu yarım bırakıp askere yazılmaları,
kısa sürede cephede bir çok ölümle karşılaşmaları onların yüzlerine tokat gibi
çarpan hayatın bir gerçeği... Öyle ki Paul izne çıkıp eve gittiğinde o hayat
ona yabancı gelir. Etrafındaki insanların ona sorduğu sorulardan kaçar,
anlatacak ne vardır ki zaten "Annem
yavaşça 'oğlum benim' diyor. Bizim ailece duygularımızı pek dışarı vurmak
huyumuz değildir. Çalışıp çabalayan ve dertleri başından aşkın olan bizim gibi
kendi halinde kimseler sevgilerini pek göstermezler. Zaten bilinen bir şeyin
üzerinde durmak adetleri değildir. Onun için annemin 'oğlum benim' demesi çok
şey söyler" (syf 144)
Paul
bir bakıma evde olmaktan mutlu, annesinin ona 'oğlum benim' demesi, onun için
sakladığı reçel ve bayat kurabiyeler aslında çok şey ifade ediyor. Ama
yabancılık duygusundan da bir türlü kurtulamıyor. Her zaman vakit geçirdiği
odası, piyanosu, kelebek koleksiyonu... bunlarda kendinden bir şeyler
bulamıyor. Sanki orada değil, bir uzaklık var.
Savaşın
gerçek yüzü belki de budur. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktır. Cephede
yanıbaşlarında kendilerinden olan insanların yitip gitmesine yakından tanık
olmaları yasadıkları en büyük travmadır. Her şey bittiğinde, barış olduğunda
normal hayatlarına dönemeyeceklerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder