Yoldaki Bahtiyarlık
1
Toprağın çeşitli
katmanlarından geçen su, o zenginliği ve tadı içerir; aynı şekilde, insanlık da
evrim boyunca geçtiği aşamaların bilincini ve önceki kuşakların kültürel
birikimini günlük hayata aktarır.
Ne var ki, her katmanın
etkisi eşit değildir. Geçmiş uzaklaştıkça belirginliği de azalır. Ve son
katmanların suya geçen tadı, öncekilerden çok daha fazladır. Damağımızdaki
burukluk bundandır. Hele son on yılların tadı, ah!
Aklımdan bunlar
geçiyordu herhalde. Gözlerimi açtım, karşımda bizim sakallı!
2
Marx Abi gece gece
gelip bir şeyler anlattı. O anda not alamadım, ama çoğu aklımda kaldı:
İnsan türünün bütün
başarıları ve çalışma biçimlerindeki bütün gelişmeler, çalışan insana baskı
aracına dönüştü.
“Yabancılaşma” bu
durumun nedeni ve sonucudur.
Yabancılaşmanın ortadan
kaldırıldığı bir hayat, komünizmdir.
Bu yoldaki en
belirleyici adım, sosyalist devrim olacaktır.
Kolektif emekle
kurulmuş ve kurulacak fabrikalar, tarlalar, değirmenler insanlığın ortak malı
haline geldiğinde, yani üretenlerin yönettiği bir dünyada, insanların
kişiliğini, kültürel varlığını ve türsel zenginliğini gerçekleştirmesi mümkün
olacaktır.
Sağ ol, dedim Marx
Abi’ye. Nasılsa sabah olacak diye düşündüm, gözlerimi kapadım. İçimde yaprak
kımıldamıyordu, uyudum.
3
Sabah gözümü açtığımda,
içimdeki coşkuyu duydum. Geleceğin tadını yaratacak olmak, bunu bilmek ne
güzel. Ne büyük bir duygu. En çok da yakın geleceği. Hemen şimdi!
Sokağa çıktım. Coşkum
biraz azaldı. Ortalıkta çirkinlik de vardı. Başarılı, tuzu kuru, muktedir,
popüler insanlar arasından sıyrılıp karşıya geçtim.
Karşı kaldırımda onu
gördüm. Nazım! O anda not alamadım, ama her bir kelimesi aklıma kazıldı:
Asrım
sefil,
asrım yüz kızartıcı,
asrım cesur,
büyük
ve kahraman.
Dünyaya erken gelmişim diye kahretmedim hiçbir zaman.
Ben yirminci asırlıyım
ve bununla övünüyorum.
Bana yeter
yirminci asırda olduğum safta olmak
bizim tarafta olmak
ve dövüşmek yeni bir âlem için...
asrım yüz kızartıcı,
asrım cesur,
büyük
ve kahraman.
Dünyaya erken gelmişim diye kahretmedim hiçbir zaman.
Ben yirminci asırlıyım
ve bununla övünüyorum.
Bana yeter
yirminci asırda olduğum safta olmak
bizim tarafta olmak
ve dövüşmek yeni bir âlem için...
4
Sağ ol dedim Nazım’a.
Yola devam ettim. Adımlarımı hızlandırmaya bile gerek duymadan. İçimde yaprak
kımıldamadan. Ama hiç durmadan.
Bahtiyarım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder