Gergedan Olmak - Zülfü Livaneli - Sevdalım Hayat
Gergedan Olmak - Zülfü Livaneli

Gergedan Olmak - Zülfü Livaneli

Paylaş
Yıllar önce Ankara Devlet Tiyatrosu, Eugene Ionesco’nun “Gergedan” adlı harika oyununu sahnelediğinde, izleyiciler arasında bir lise öğrencisi olarak ben de vardım.
Bir Cumartesi öğle sonrasında, tiyatro salonunun büyülü ve gizemli karanlığına gömülüp Ionesco’nun oyununu seyretmek beni altüst etmişti. Çünkü oyundaki herkes yavaş yavaş gergedana dönüşüyordu.
Normal insan olarak tanıdığınız kişi, bir gün alnının üstünde duyduğu bir kaşıntıyla hastalanmaya başlıyor ve bu süreç alnının tam ortasında çıkan kocaman bir boynuzla taçlanıyordu.
Sonunda gergedanlar normal insanlardan daha çok olunca, boynuzlular normal, boynuzu olmayan insanlar ise anormal sayılmaya başlandılar.
Çünkü çoğunluk gergedan olmuştu artık.

***

İlk gençliğimin tepkili duyarlılığı ve toplumu eleştirme gereksinmesiyle, oyunun tam da Türkiye’yi anlattığını düşünüp heyecanlanmıştım.
Ne kadar yanılmışım!
Meğer esas gergedanlaşmayı görmek ve sağlıklı, onurlu insanların teker teker bataklığa yuvarlanarak birer gergedana dönüştüğünü, gergedan olmamanın, normal insan olmanın ayıp sayıldığı dönemi yaşamak için daha yıllarca beklemem gerekecekmiş.
O zamanlar, henüz değer yapısı sarsılmamış bir toplumda yaşamakta olduğumuzu fark edememişim.
Medyada, politikada, sanat dünyasında tanıdığım birçok kişi hırslarının, para tutkularının, benlik kaygılarının kurbanı oldular. Herkesi bir arada tutan ideolojik umutlar da suya düşünce, yürek saflığını yitiren bazı arkadaşların alınları kaşınıp, boynuzları uç vermeye başladı.
Boynuzun ilk işareti şu cümlelerdi: “Biz bu dünyaya sorumluluk için mi geldik? Nasıl olsa para kazanıyoruz, tanınıyoruz. Barlarda etrafımızı genç kızlar da sarıyor. Öyleyse çek kuyruğunu! Görünmez anlaşmalarını yap. Kendi oto sansürünü uygula, vicdanını sustur, ortak yalana katıl ve sistemde yerini al.”
İyi ama her şeyin bir bedeli var. O bedel de insanın öldükten sonra bile manevi olarak taşımaya devam edeceği bir bencillik boynuzu!

***

Siz henüz gergedan olmadıysanız, acı çekiyorsunuz demektir. Çünkü bu ülkede olup bitenlerden acı çekenler, ekranlardaki yozlaşmaya akıl erdiremeyenler, hileyi, yalanı, çürümeyi, tezgahı içlerine sindiremeyenler, ayakların nasıl baş yapıldığını anlayamayanlar gergedan olmayan, normal insanlardır.
Gergedanlar bunların hiçbirine aldırmıyor. Sistemde yerlerini almışlar. “Başarılı insan” olmanın keyfini sürüyor ve alıştıkları için hem kendi alınlarındaki, hem de çevrelerindeki boynuzları görmüyorlar.

Zülfü Livaneli
Yazarın Sanat Uzun Hayat Kısa adlı kitabından alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder