Yaşasın Kötülük
Ey düşmanım sen benim ifademsin hızımsın Gündüz geceye muhtaç, sen de bana lazımsın. Necip Fazıl Kısakürek
Hayatta aldığımız büyük dersleri hep kötülerden alırız. Yaralayıcı aşklardan, saygısız insanlardan ve başımıza gelen acı olaylardan.
Kıskançlar, yüzümüze gülüp arkamızdan atıp tutanlar, ya da çok sıradan bir sohbetin ortasında sizin hassas bir noktanıza basıp laf sokanlar… evet lanetsiniz, ama çok okkalı öğretmensiniz.
İyi ve güzel olanlardan da çok şey öğreniriz ama bize kötüler kadar hızlı ve büyük değişiklikler yaşatmazlar.
Bir kadın bir aşktan nefretle ve öfkeyle çıktığında kendi kendine "Bir daha kimse bunu yaşatmayacak! “diye söz verir. Uygular da.
Saygısız ve bencil bir insanla bir süre çalışmak zorunda kaldığınızda, nezaketen kimseye iyi davranmak zorunda olmadığınızı öğrenir ve kimleri hayatınızdan çıkaracağınızı çok net anlarsınız.
Hayatı sakin bir düzen içinde ilerlemiş, bir kayıp, fakirlik, ya da zor bir dönem geçirmemiş insanlar yüzeyseldir, sadece baktığını görür. Gördüğünün arkasındakini yorumlayamaz. Oysa yaşadığınız kötü olaylar sizi olgunlaştırır, güçlendirir ve daha anlayışlı, aynı zamanda daha zeki bir insan yapar. Bir veciz söz der ki, beni öldürmeyen şey... kaçmaya başlasa iyi olur.
Kötü bir olay sizi ne kadar üzmüş olsa da, o olayın size öğrettikleri hatırına "Keşke yaşamasaydım” demezsiniz hiç. Çünkü yaşamasaydınız gelişmeyecektiniz, bugünkü siz olmayacaktınız.
Hani dünyanın bir yerinde bir kelebek kanat çırpar, öbür tarafında fırtına çıkar derler ya, aldatıldığınızda, güvendiğiniz bir insan tarafından kandırıldığınızda bir daha eskiye dönmemecesine değişirsiniz. Davranışlarınız, bakış açınız, yürüyüşünüz hatta kıyafetleriniz bile değişir.
Değişen davranışlarınızla beraber arkadaş çevreniz, alış-veriş yaptığınız dükkanlar, okuduğunuz sayfalar, belki çalıştığınız işyeri bile değişir.
Sadece kendi hayatınız değil, sizin rüzgârınızla çocuklarınızın, eşinizin, annenizin, kardeşlerinizin hayatı da değişir. Belki çocuklarınızın öğretmenleriyle daha çok görüşmeye başlar, bazı gereksiz insanlarla irtibatı keser, eşinizin sevdiği yemekleri daha sık yaparsınız.
Erkek kardeşiniz sizin derdinizi dinlerken bir iş görüşmesini kaçırır, bir arkadaşınız yaşadığınız bu olaydan - hiç yaşayıp üzülmeden- sizinle aynı şekilde ders alır.
Hayattaki öncelikleriniz ve hedefleriniz farklılaşır. Başvurduğunuz, araştırdığınız işler, takıldığınız insanlar değişir. Düşünsenize sizinle tanışan insanlar için de bir şeyler değişir ve hayatınızdan çıkardıklarınız için de.
Kötülerden çok şey öğreniriz. En azından kötü bir insan olmamayı. Erdemli, ahlaklı, dürüst ve saygılı insanların ne kadar özel ve değerli olduklarını mesela. Çevremizde olup da uzun zamandır görüşmediğimiz böyle güzel insanları hatırlayıp, bir telefon ederiz belki.
Hatta belki, bir kelebek kanadı gibi zamanla fırtınaya dönüşecek bir iyilik rüzgarı yaratırız.
Ne dersiniz?
Asiye Açar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder