Fidel’in Anısına Saygıyla - Zafer Köse - Sevdalım Hayat
Fidel’in Anısına Saygıyla - Zafer Köse

Fidel’in Anısına Saygıyla - Zafer Köse

Paylaş

Ne zaman Fidel’in adı geçse, Fidel’imizin; ne zaman mutluluk sözcüğünü duysak, gelecek günlerimizin; yaşanmamış en güzel günlerin umuduyla, aklımıza bu dizeler düşer, Nazım’ın. Şairimiz, ustamız!

Nazım’ı anmadığımız bir gün olabilir mi ki? Yüzlerce, binlerce dizesi, aklımızdan çıkabilir mi?

Güncel gelişmelerde de, hayata dair kadim meselelerde de tekrar tekrar ortaya çıkar Nazım. İşyerinde, apartmanda, okulda, yaşadığımız hayata doğru açıdan bakmamızı sağlayan penceremizdir bizim. Annelerin ninnilerinden spikerin okuduğu habere kadar, yürekte, kitapta ve sokakta, üstümüze üstümüze gelen yalanlara karşı bilincimizdir. En karanlık günlerde yolumuzu şaşırmamızı önleyen deniz fenerimizdir.

Oy kullanmaya mı gideceksiniz, bir arkadaşınıza hediye mi alacaksınız, sevgilinize sürpriz mi yapacaksınız… Bir harekete mi katılacaksınız, bir dostu mu eleştireceksiniz, bir haksızlığa mı uğradınız…

Kararsız kaldığımızda, karanlık günler yaşadığımızda, kaldırırız başımızı, o ışığa bakarız, o fenere yöneliriz. Hiç kaybolmayız bu dünyada.

Pop kültürüne, arabeske, magazinselleşmeye karşı direnirken de en güçlü kaynağımızdır Nazım. Önleyemedikleri, yok edemedikleri Nazım’ı, kendilerine benzetme çabası boşunadır. Örneğin, hani şu “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin, Abidin?” dizesini alıp sahte duygularla kullanırlar ya! Gülüp geçeriz.

İşte böyle bir 25 Kasım günü, Fidel’in ölüm yıldönümünde, Fidel’imizin; tam zamanıdır o şiiri hatırlatmanın. 1961 Havana’sını gören, Küba seyahatinden dönen Nazım’ın, dünyanın en güzel mutluluğundan söz ettiği o şiiri… Fidel’in adı geçen, içinde Fidel’in yaşadığı en güzel şiirden birkaç bölüm:

sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin 

işin kolayına kaçmadan ama 
gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil 
ne de ak örtüde elmaların 
ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini 
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin 
1961 yazı ortalarında Küba'nın resmini yapabilir misin 
çok şükür çok şükür bugünü de gördüm ölsem de gam yemem gayrının 
resmini yapabilir misin üstat

bir el gördüm Havana'nın 150 kilometre doğusunda deniz kıyısına yakın 

bir duvarın üstünde bir el gördüm 
ferah bir türküydü duvar 
el okşuyordu duvarı 
el altı aylıktı okşuyordu boynunu anasının 
on yedi yaşındaydı el ve Mariya'nın memelerini okşuyordu avucu nasır 
nasırdı ve Karayip denizi kokuyordu 
yirmi yaşındaydı el ve okşuyordu boynunu altı aylık oğlunun 
yirmi beş yaşındaydı el ve okşamayı unutmuştu çoktan 
otuz yaşındaydı el ve Havana'nın 150 kilometre doğusunda deniz 
kıyısında bir duvarın üstünde gördüm onu 
okşuyordu duvarı 
sen el resimleri yaparsın Abidin bizim ırgatların demircilerin ellerini 
Kübalı balıkçı Nikolas'ın da elini yap karakalem 
kooperatiften aldığı pırıl pırıl evinin duvarında okşamaya kavuşan ve 
okşamayı bir daha yitirmeyecek Kübalı balıkçı Nikolas'ın elini

Fidel'in sözleri gibi bereketli topraklarda şekerkamışı hızıyla fışkırıp 

yeşerip ballanan umutların eli
mitralyözü türküleştiren türküleri mitralyözleştiren el 

yalansız hürriyetin eli 
Fidel'in sıktığı el 
ömrünün ilk kurşunkalemiyle ömrünün ilk kâadına hürriyet sözcüğünü 
yazan el

mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin

*

Henüz yaşanmamış günlerimizin bu en güzel sözleriyle, Fidel’in anısına saygılarımızı sunuyoruz.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder