Gülten Akın, Ağıdımız, Türkümüz - Zafer Köse - Sevdalım Hayat
Gülten Akın, Ağıdımız, Türkümüz - Zafer Köse

Gülten Akın, Ağıdımız, Türkümüz - Zafer Köse

Paylaş

İlk şiirini 1951’de yayımladı. Gülten Akın, en başından beri, bir türkü gibi bu kültürün hamuruna karıştı. Binlerce yıllık değerleri taşıyan, yansıtan, onları yeniden yaratan bir ozan olarak varlığını sürdürdü.

Birçok insan, belki adını bilmeden Gülten Akın’ın dizelerini ezberlemiştir:

Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya

Kaç kuşaktır, “işte bizim kuşağın şiiri” diye dillerde dolaşıyor.


Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler


Aynı zamanda yaşadığı, yani kendisinin ve toplumun içinden geçtiği günler de onun yapıtlarında yansıdı. Özellikle 70’li yıllarda, acılaştı türküleri. Ağıtlaştı.

1973’ten beri, Livaneli’nin sesi ve müziği eşliğinde,


Yol olmuştur en yiğidin yanması
Sana bu ataştan çokça pay düştü

diyor, Gülten Akın. Ayvaz Ağıdı adlı bu çalışmada, yüreğimize saplanan, aklımızdan çıkmayan dizeler kaldı bize:



Genç idin tez idin, sıra bilmez idin

(https://www.youtube.com/watch?v=NtDwQaIRPew : Ayvaz Ağıdı, Gülten Akın – Zülfü Livaneli)

Sonra, Ertuğrul Ağıdı geldi. 1977’de devletin öldürdüğü ODTÜ öğrenci temsilcilerinden Ertuğrul için:


Doğru ya yiğit doğru ya
Canavar girdi sürüye
Ölür mü yiğit olanlar
Ertuğrul benzer diriye


(Sevinç Eratalay söylüyor: https://www.youtube.com/watch?v=DCJCnpyxxCs )

Akıp giden şu hayatı, dize dize biriktiren şairdir o. Dizelerle yaratan.


Her şey birikir 
Sözler düşünceler ve nesneler biçiminde 
Her şey birikir 

Yıllar boyunca, dizeler boyunca, Gülten Akın onurlu tavırlar biriktirdi. En kritik anlarda ayağa kalktı; halk adına, insanlık adına söz aldı. Bir toplumun, bir kültürün onurunu kurtaran sanatçılardan biri haline geldi.


Evet, 12 Eylül gibi bir utanç darbesi yaşandı bu memlekette. 17 yaşındaki çocukların yaşını büyütüp asan o darbenin anayasası çok yüksek bir oy oranıyla kabul edildi. Onca işbirlikçilik, korkaklık kaydedildi, aydın ihanetleri tarihe geçti. Ama Türkiye halkının gelecek kuşakları tarih önünde boynu bükük kalmayacaktır. Çünkü bu memlekette Gülten Akınlar da yaşadı. Zorbalığa dizeleriyle direndiler. O dizeler Grup Yorum’un müziğiyle hâlâ yankılanıyor meydanlarda:

Büyü de
Büyüyüp on yedine geldiğinde
Büyü de baban sana
İdamlar alacak


(https://www.youtube.com/watch?v=ZNkpNeOy46E : Büyü, Gülten Akın – Grup Yorum)

Barışı, güzelliği, sevgiyi, hüznü, direnişi sorarsanız, işte Gülten Akın!


Beni sorarsan,
Kış işte
Kalbin elem günleri geldi
Dünya evlere çekildi, içlere
Sarı yaseminle gül arasında
Dağların mor baharıyla
Sis arasında
Denizle gül arasında
Yanımda kediler, kuşlar

Şiir ne güzeldir, Gülten Akın okumak ne güzel! Ezgilerde onu duymak, umutlarda büyümek, sevda sevda dizelerde yaşamak!



1 yorum:

  1. Geçenlerde bir arkadaşımla insanların ne kadar yüzeysel olduğunu ve gösterdiğimiz inceliklere cevap vermediklerini konuşuyorduk.arkadasim dedi ki:"hani bir yazar demis ya,ah kimsenin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya..aynen öyle işte..."yazarın daha dogrusu sairin adını ben simdi ogrendim.arkadasima da söylesem çok şaşırır herhalde.ne kadar bildiğimiz bir dize ama hiç tanımadığımız bir şair..

    YanıtlaSil