Melekler Şehri Sen Olmalıydın Roma - Yeşim Yeşiloğlu - Sevdalım Hayat
Melekler Şehri Sen Olmalıydın Roma - Yeşim Yeşiloğlu

Melekler Şehri Sen Olmalıydın Roma - Yeşim Yeşiloğlu

Paylaş


Vatikan'ı bitirip çıktıktan hemen sonra, hava daha kararmamışken ünlü San Pietro Meydanı ve koruyucu azizleri. Hristiyanlık ve onun ayrılmaz parçası azizler. Farklı mucizeler yarattığına inanılan azizler ve onların adlarını alarak som altıntan tahtta oturup salt dua ederek ve kutsal su serpiştirerek umut dağıtan papalar. Piazza San Pietro salt turistlerin uğrak yeri değil elbette. Her hafta papa tarafından verilen vaazları dinlemek, kutsanmak adına binlerce insan meydana akın ediyor. Şanslıyım ki o günlerden birine denk gelmedim :) 


Azizlerin heykellerine de bakarak Bernini'nin eseri meydanda kısa bir tur attıktan sonra San Pietro Bazilikasına girmek için sıraya giriyorsunuz. Uzun bir sıra ama aramalar hızlı olduğu için ağaç olmuyorsunuz. Yukarıda çizgi filmden fırlamış gibi giyinen askerler Vatikan'ın İsviçreli Muhafızları. 500 yıldan beri devam eden bir geleneğin temsilcileri olan muhafızlar İsviçre vatandaşı ve Hristiyan olmak zorundaymış. 


Binlerce azizin isminin yer aldığı bu bazilika içerisinde onlarca küçük şapel var. Her bir şapelin önünde de bir şaheser. 

Bazilika, İsa'nın havarilerinden biri olan Pietro (Petrus)'nun naaşının burada olduğuna inanılarak inşa edilmiş. Mimarları arasında Raphael, Michelangelo, Bernini, Fontana gibi isimler var. Michalangelo'nun imzaladığı tek eseri Pieta da bu bazilika içerisinde yer alıyor. (Hikayesi için bkz. http://www.sevdalimhayat.com/2017/10/pieta-michelangelo-roma-sezer-eser.html


Bazilikayı gezerken bir grup din adamı ellerinde buhurdanlık dillerinde dua yanlarında cemaat bazilikanın ortasından yürüyerek geldiler. Sonra tüm cemaatle birlikte ilahi söylemeye başladılar. Kısa süren bu ayin sırasında garip bir duygu kaplıyor insanın içini. Milyonlarca insan, hayatında mutlu olmak için sağlıklı kalmak için huzur bulmak için zengin olmak için yemek bulmak için pek çok isteği için dua ediyor. Milyonlarca insan kendisinden daha kötü durumda olanları düşünerek haline şükretmesi gerektiğine inanıyor ve teşekkürler tanrım diyor. Milyonlarca insan arınmak, cennete kabul edilmek istiyor bu nedenle de bazen kalan son parasını kiliseye bağışlıyor. Gördüğüm her bağışçıya paranı som altından tahta sahip Vatikan'a bağışlamak yerine bir hayır derneğine bağışlasan cennete giden bilet daha garanti olmaz mı diye klasik bir soru sormak istesem de susuyorum pek tabi. 


Gezdiğim onlarda kilise arasında en ihtişamlısı elbetteki San Pietro'ydu. Bu nedenle iki kez uğradığım yerlerden biri de burası oldu. Akşam saatlerinde ışıklandırma ile daha muhteşem ve etkileyici göründüğü kesin. 

Bazilika'dan Castel Sant Angelo'ya doğru giden yol hediyelik eşya dükkanları ve pizzacılar ile dolu. İsterseniz bir San Pietro anahtarlığı veya heykelciği alabilirsiniz. Vatikan sınırları içerisinde olduğumuzdan sevgili papanın takvimini, portresini veya anahtarlığını da bulabilirsiniz. 


Castel Sant Angelo namı değer Kutsal Melek Kalesi. Papa Gregorius başmeleklerden Mikail'i  burada gördüğünü iddia ettiğinden bu ad verilmiş. Bizim tarihimiz açısından da önemli bir yer aslında. Osmanlı şehzadelerinden Cem Sultan (Fatih Sultan Mehmet'in oğlu) 5 yıla yakın süre bu kalede "misafir" edilmiş. 

Kutsal Melek Kalesinden sonra Piazza dei Tribunali'ne Adalet Sarayının olduğu meydana doğru yürüdüm. Bizimkilerle alakası olmayan gerçekten de saray gibi bir bina. 


İtalyanlar da bu topraklarda yaşayan her topluluk da gerçekten heykel yapmayı seviyormuş. Geçtiğiniz her köprünün başında, sonunda veya ortasında bir heykel var. Roma'nın tarihi yarımadasında dolaşırken açık hava müzesinde dolaşıyor hissi sizi hiç yalnız bırakmıyor. Roma'nın güzel tarafı otobüse veya taksiye binmenize gerek kalmadan neredeyse her yere yürüyerek ulaşabilmeniz. Bu nedenle bu açık hava müzesini gezerken bir şey kaçırmanız zor. 

Tribunali'den yürüyerek Piazza Navona'ya devam!  Navona Meydanının tamamı kafe ve  restoranlarla dolu ki meydanda kafeleriyle ünlü zaten. Kasım ayında ziyaret ettiğimizden olsa gerek etrafta çok az insan var. 


Roma'nın Pagan olduğu yıllardan günümüze (iki kez yeniden yapıldığını saymazsak) kalabilmiş Pantheon. Kralların, ressamların mezarlarının bulunduğu Pantheon Raffaello'nun da ebedi istirahatgahı. 


Pagan tanrılarına ait ne varsa yok edilmiş, yerine Hristiyan inanışına uygun heykeller, freskler, haçlar, azizler... Her din bir terminatör şaşırmak gereksiz. 

Akşama kadar yürümekten yorgun düşünce otele otobüsle dönmeye karar verdim ve bilet almadan bindim bir otobüse. Evet bilet almadan. Roma'da da Floransa'da da otobüslere bindiğinizde bilet basmadan geçip oturabilirsiniz. Şoför size tek bir kelime etmiyor. Ancak biletleri kontrol etmek üzere görevli bindiğinde biletsiz olduğunuz anlaşılırsa ceza ödemek zorundasınız. Bu riski  göze alabilirsiniz pek tabi. (Kısa bir not: Termini hem metronun hem şehirler arası trenlerin hem de otobüslerin son durağı. Terminin hemen karşısından da tramvay hattı geçiyor. Oteli Termini'ye yakın bir yerde ayarlamanız ulaşımı sizin için çok kolaylaştıracaktır.) 

Yabancı bir diyarda tek başına ama huzurla geçen bir günü daha geride bırakıp manzaraya bakmaya devam ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder