Yoğun musunuz? - Zafer Köse - Sevdalım Hayat
Yoğun musunuz? - Zafer Köse

Yoğun musunuz? - Zafer Köse

Paylaş
Her türlü üretime, her türlü değişime, eleme işlemiyle başlamalı. Her şeyden önce, “yoğun insanlar” elenmeli ilişkilerden.
Müthiş bir gerekçedir, “yoğun olmak”. Birçok kişi için kabalığın, duyarsızlığın, sorumsuzluğun gerekçesi. Dolu dolu yaşamaktan bambaşka bir şey bu.

İşyerinde biri “çok yoğun” ise, size iş kakalama hakkı vardır. Komşunuz “çok yoğun” ise, sizi etkileyen bir sorunun çözümünü erteleyebilir.

Aşkta, işte, sosyal hayatta… “yoğun olmak” bir iktidar yöntemidir.

Aslında mesele, insanları “tercihlerinin ürünü” sanmaktan kaynaklanıyor. Sartre’ı yanlış yorumlamak gibi bir şey bu:

İnsan neler yapacağını, kimlerle görüşeceğini kendi seçiyor; dolayısıyla, “ne yaptığına” ve “nasıl yaptığına” bağlı olarak kendini yaratıyor.

Evet, doğru. Ama bu kadar basit değil. Her şeyden önce, bir tercihin yüzlerce reddedişi içerdiğini görmek gerekiyor.

Bu akşam saat 20 ile 21 arasında tercihiniz televizyonda bir program izlemek olabilir. Bu demektir ki bir arkadaşınızı aramayı, kitap okumayı, Ali’yle sohbet etmeyi, Mehmet’e yalan söylemeyi, apartman yöneticisinin son kararıyla ilgili fesat çıkarmayı, Ayşe’ye mektup yazmayı… o saatteki yüzlerce seçeneği elemiş oluyorsunuz.

Yani kişi, seçimleriyle olduğu kadar, elemeleriyle de kendini yaratıyor. Ve elemelerin sayısı çok çok daha fazla.

Dolayısıyla, çok yoğun olmak, “yanlış tercihler”le değil, daha çok “yanlış eleme” ile veya “eksik eleme” ile açıklanabilir.

Birine, “seni arayacaktım, hep aklımdaydın, ama sabahtan beri fırsat bulamadım” dediğinizde, aslında “sen benim tercihlerimin değil, elediklerimin arasında yer aldın” demiş oluyorsunuz.

Bu çok kötü bir şey değil elbette. Eleme yapmadan yaşanamaz. Önemli olan, hayatın “tercih” ile olduğundan daha çok “eleme” ile şekillendiğini görmek.

O zaman, aşırı yoğunluktan yakınan insanlar, belki hayatlarından fazlalıkları atmaya yönelebilirler. Eğer “yoğun olmak” ilişkide bir üstünlük durumu sağlamak için kullanılmıyorsa.

Demek ki, her türlü üretime, her türlü değişime, eleme işlemiyle başlamalı. Her şeyden önce, “yoğun insanlar” elenmeli ilişkilerden.

“Yoğunluk” çoğu zaman bir yalandır. Kişinin kendine de söylediği bir yalan.

Zafer Köse


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder