Okuma Atölyesi Çalışması - Hilal Çetinkaya - Sevdalım Hayat
Okuma Atölyesi Çalışması - Hilal Çetinkaya

Okuma Atölyesi Çalışması - Hilal Çetinkaya

Paylaş

Katılımcı: Hilal Çetinkaya

Kitaplar: Zaten Herkes Bir Denizdir Doğustan / Senden Öğrendiğim Şarkılar

Tema : Şiiri, şairi,yazarı kısaca bir kitabı okurken çevrenin yaşanılan dünyanın farkında olmak ve bu duyarlılıkla başkaldırmak, haksızlığa ses olmak

İnsanın bu türden körlüğüne ne demeli? Şairce güzelleyip, bazı şiirlerin bazı yaşları beklemesi mi diyelim? ” kendisi Cemal Süreya için bu sözleri not düşerken yazısına ben aynı duyguyu bu kitaplar için hissediyorum. Ve geç olmadan  karşılaşmamızın mutluluğuyla dalıyorum satırlara, dizelere. Bu karşılaşmaya sebep olan atölyemize teşekkürü borç bilerek.


Kimlerin harcıdır ki şiirNasıl okunmalıdırElbet emek ister. "

“Yüreği kendini kendiyle dolduran med cezirle kabarırsa aşktır” diyerek karşılıyor arz-ı halinde bizi.Öte yanda “Gelgit” ile aralıyor şiirlerinin kapısını.


“…
Akşam vakitlerinde dedimakşam vakitlerinde 
Öfke büyüktür 
Gelmeyin üstüme ama gitmeyin de" (syf.11)

Sonra dalıyor yüreği büyük şairlerin, yazarların hayatına hem sadece geçmiştekilere de değil günümüzdekilere de değiniyor.Daha önce okumuş olsanızda, çoğunu bilseniz de o sanki ayrı bir ruh vermişçesine konuşturuyor onları,dertleşiyor onlarla bazen de susuyor yaşadıklarına bir diğerinin sözünde denk gelince. Dizeler tamamlıyor hissettiklerini;

Canın, ruhun dile gelişi diyor Cansever'in şiirine “sanki bir ilkçağ kasabasındaki tenhalık.” (syf:83)

Bir yanda hüznü, acıyı tadarken bir bakıyorsunuz başka bir şair de ya da bir kitap da umuda yelken açmışsınız. Birçok tınının çeşitliliğine şahitlik ediyorsunuz.

Behçet Aysan'ın Dorian Gray'in kusurlarının yükünü aşamadığı portresi için söylediği dizeler üzerine düşünürken
“çünkü biraz da yaşadıklarımız 
değil midir yaratan yüzlerimizi.“

Bir de bakmışsınız aşka farklı bakan iki çift göz:

Aragon'un “Dünyanın en güzel aşk öyküsü” diyerek selamladığı ‘Cemile’ nin yanıtıyla karşılaşıyorsunuz. “Bozkır birden çiçeklenmiş, kımıldamış, karanlıkları kovmuştu sanki. Ve bu engin bozkırda ben iki aşık görmüştüm… Bambaşka iki insan olmuşlardı. Harikulade mutlu iki insan…Onları, bu mutlulukları içinde, tam şu saatte oldukları gibi mutlu gösterecektim. Bu saati gösterecektim! ”

Şiiri edebiyat değil bir başkaldırı sayıyor.Yaşananları sorgulamaya, düşünmeye, haksızlıklara karşı olan başkaldırı.Ve bu duyarlılıkla haykırıyor gözünü gerçeğe çevirmeyenlere. Bir kere daha dokunuyor yüreğinize. 

hava iki gündür yağmurlu çünkü 

İki gündür çocuklar ölüyor açlıktan dedim 'evet survivor' dedi 
'hayır gazze' dedim
... (syf.52).


Sonra, Sait Faik'in o kadar önemsiz, basit insanlar ve konular için hikaye yazdığını sorgularken birileri siz Semaver'ine denk geliyorsunuz. Kovada Bulut'u ‘Havada Bulut ’ yaptıklarını öğreniyorsunuz belki de o kitabı okurken bunun farkında bile değilken. 



“Behramoğlu soyadını saçlarını bozmadan bir tişört giyer gibi giymiş”  demiş birisi bir söyleşide. Kitapları okurken bu sözü onayladığımı fark ettim .Nihat Behram'ın şairlik bayrağını devrettiği bu güzel adamın yazılarını topladığı senfoni gibi bu kitaba keyifle eşlik ettim. Şiirlerinde özenle seçilen imgelerle direnişini,yılmayışını gördüm .Toplum için  mücadele edişinin seslerini duydum. Kaleminin ahlakıyla dökülen sözlerde kaybolurken yolumun tekrar tekrar uğrayacağı yazarlar arasına ekledim bile. 


Ak bir karanfil gibi çatlayıp da çekirdek
Atom bahçelerine yürüyünce atdınlık, yalnız meraklıları değil, bütün insanlık şiirin aynasında kendini seyredecek. "


Hilal Çetinkaya



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder