Katılımcı: aysunsoyer.as/ Aysun Soyer
Tarih: 28 Kasım 2017
Kitap: Kırmızı Pazartesi , G. G. Marquez
Tema: Cinayet, Duyarsız toplum
Anlatım: Betimlemelerin bolca yapıldığı,
hayal dünyasında bir film gibi canlanan bir o kadar akıcı ve sürükleyici bir
anlatım
Çağrışım:
Susmak yerine göre olmalı, haksızlık
karşısında ya da bir can söz konusu iken değil. Doğrudan kendi uygulamasa
da, tanık olarak da haksızlığın zulmünden sorumlu hale gelir insan. Haksızlık
karşısında eliyle, diliyle ve kalbiyle harekete geçip engelleme çabası
göstermeyen halk da bir nevi katil değil midir?
"Böylelikle hepimizin suçlu olabileceğimiz
bir cinayetin öcünü almak için taşralı ruhlarını bir anda değiştirebilecekleri
düşünülemezdi." (syf. 74)
Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır sözü,
zulme rıza göstermenin şeytan işi olduğunu anlatır. Kitabın bana çağrıştırdığı
en önemli konu da bu oldu. Görmezden gelmek, arkanı dönüp kendi rahatına
bakmak... Hele bir de sorgulamadan masum insanın canına kıymak bu kadar kolay
mı? Bahaneler oldukça insan öldürmek de kolaydı öyle mi...
"Ancak cinayeti engelleyebilmek için bir şeyler
yapabilecekken yapmayanların çoğu, namus sorunlarının ancak faciada rol almış
kişilerin erişebildiği kutsal alanlar olduğu bahanesiyle kendilerini
avutmuşlardı." (syf. 87)
Müdahale edilmesi gereken zamanda susmak; kör, sağır,
dilsiz biçimde seyirci kalmak, sonrasında kuşkusuz büyük bir pişmanlık bırakır.
"...karşısında son derece üzgün bir kasaba halkı bulmuştu." (syf. 88)
Aysun Soyer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder